Mersin Halk Haber Mersin Halk Haber
1933’TE Kullanılmaya başlandı.
Tasarlayan İsmail Hakkı Tonguç, bu Tonguç Baba’nın tek marifeti değildi üstelik, Köy Enstitülerinin yazdığı efsanevi hikayenin en önemli parçasıydı, lekesiz, idealleri peşinde koşan bir başka adamdı.
Ben ok seviyorum bunların altı tanesini yan yana koyayım mantığıyla, tasarım ofislerinde, son model bilgisayarların, paralı programlarıyla oluşmadı bu simge. Özgür olmuştuk daha yepyeniydi, milletin çocukları cumhuriyetin nimetleriyle yükseliyordu yepyeniydi, toprağa ve hayvana mıhlanmış, ihtiyaç olunca ölmeye koşmuş bir milletin, bağımsız şerefli evlatları olmuştuk yepyeniydi, tüm bunları da verdiğimiz bağımsızlık mücadelesine, talihsiz ve acımasız savaş yıllarına borçluyduk, savaş da yepyeniydi barış da daha yepyeniydi.
Biz savaşla kazandığımız her şeyi Mustafa Kemal’e ve onun ülkemiz için ön gördüğü vizyona, anlayışa borçluyduk, altı temel ilkede toplandı tüm bunlar, bir ailenin akıbetindense bir milletin akıbeti diyenlerin ayrılıkçı olmayan milliyetçilik anlayışı, üç beş ayrıcalıklı azınlığın elindeki sermaye gücündense halkını sarmalayan bir devlet ekonomisi oluşturalım, kendi halkımızın eline sermaye gücü verelim diyenlerin iktisadi anlayışı olan devletçilik anlayışı, halk yararına, halk için, halka rağmen diyen bir yükselme anlayışı olarak halkçılık anlayışı, yönetenler saraydan, soydan, imtiyazdan değil milletin iradesinden çıksın, Kasımpaşa’dan, İslamköy’den bu memleketin kasabasından, taşrasından, köyünden, kentinden çıksın diyen cumhuriyetçilik anlayışı, imtiyaz sahiplerinin akıbetine hizmet eden kurumlar değil, çağın gereklerine ve millete hizmet eden kurumlar yapacağız diyen bir devrimcilik anlayışı ve bütün bunların tamamlayıcısı olan, güzel olan ne varsa bir bağnazlık yobazlık perdesi altında gölgelenmesin diyen laiklik anlayışı.
İşte bu anlayışları o günlerin psikolojisi içinde yoğrulmuş bir aydın kutlu bir simgeye dönüştürdü.
Kuran ve kurtaran partinin, dünyanın en büyük devrimcisinin kurduğu partinin bir simgesi oldu. O altı okun altında onlarca seçim, zafer, yenilgi, sevinç, göz yaşı var, o simgenin altında, Atatürk, İnönü, Ecevit, Baykal, Kılıçdaroğlu var, o simgenin altında Çankaya’dan ağır adımlarla en büyük zaferinin onurunu omuzlarında taşıyarak Pembe Köşk’e inenler, Kıbrıs’ta dünya haritasını değiştirenler, 1 Mart Tezkeresi’ne kahramanca direnenler, Adalet yürüyüşünde ter dökenler var. 99’da baraj altı kalanların göz yaşları, 2024 31 Mart tarihinde yıllar sonra birinci parti olmanın sevinciyle meydanlara koşanların sevinci var.
Altı Oka dokunmayın efendiler, tarihi yükü ağırdır.
Altı oktan geriye bir simgesi kaldı zaten onu bari rahat bırakın.
