Bunu galiba daha önce de yazdım:
Bir yaz günü, hava sıcak.
Silifke Caddesinde bir bankanın şubesindeyiz.
Kredi kartı borcu yatıracağım.
Yüz lira, bilemedin iki yüz lira bir şey.
“Ulan arkadaş” diyorum vezne önünde beklerken.
“Elektrik ve su bu ay toplamda 150 lira oldu!”
*
150 lira iyi para o zaman tabi.
*
Ben ufak tefek hesabı yaparken genç bir oğlan girdi banka şubesine.
*
Hani şu babet türü ayakkabı, kısa çorap giyinen, Osmanlı tuğralı yüzük takan, kirli sakallı, yeni model genç iş adamları var ya.
*
Hah, onlardan işte…
*
Telefonu kulağından indirmeden veznedeki kadına yaklaştı:
“Ablacım” dedi, “600 lazım!”
*
Veznedeki kadın durup düşündü:
“O kadar yok” dedi. Sonra ekledi:
“400 var.”
*
“Ver ablacığım” dedi yeni model iş adamı.
*
Bendeniz 80 lira elektrik parası, 70 lira su parası, 100 lira kredi kartı borcu düzeyinde kalmış adamım.
*
Diyorum ki herhalde adamın bir ufak taksit ödemesi var ya da ilerideki kebapçıda yemek yediler, onun hesabını ödeyecek.
*
Meğer adamın 600 lazım dediği 600 lira değilmiş.
*
Kadının 400 var dediği de 400 lira değilmiş.
*
Adamın “ver ablacığım” diyerek eliyle gel gel yapmasına konu olan miktar da 400 lira değilmiş.
*
400 bin liraymış!
*
Kadın eğildi, beş altı deste parayı verdi adama.
*
Senet yok, sepet yok…
*
İmza yok, kaşe yok…
*
Parayı kavradı.
Telefonu kulağından indirmeden poşete koydu.
*
“Akşam haberleşiriz” dedi çıktı yeni model iş adamı.
*
Bugün bile fena para değil 400 bin değil mi?
*
Mevzu yaklaşık 10 yıl önce vukuu buluyor, düşün o zamanın 400 bin lirasını.
*
Şubeden çıktım…
*
“Ulan” dedim “Biz su faturası, elektrik faturası derken, 50 liralık fatura yatırsak onun dekontunu bile alırken, üstelik bir sene de evde saklarken elin adamı geliyor ver 600 diyor, alıyor 400 bini, iyi mi?”
*
Günlerdir Fatih Terim Fonu, Seçil Ercan vurgunu ile yatıp kalkıyoruz.
*
Milyon dolarlar dönmüş.
*
Milyon dolarla senetsiz sepetsiz elden ele, çantadan torbaya aktarılmış.
*
Millet, markette beyaz peynir alırken bile kırk kere düşünürken koca koca adamlar, milyon dolarları verirken hiç önünü arkasını düşünmemişler iyi mi?
*
İşin özeti şu:
Kolay para kazanmak isteyen bir bankacı hanım, o güne kadar zorlukla kazanan, o günden sonra kolay para kazanmak isteyen futbolcuları kandırmış!
*
Yolda bir dilenci gelse “Abi çok açım bana bir yemek al” dese, “Bunda para vardır. Bende buna para kaptıracak göz var mı?” diyenler, milyon dolarlar kaptırmışlar, iyi mi?
*
Bence işin özetinin özeti şu:
Herkes, bilhassa zenginler kolay para kazanmanın yollarını buldukça yoksulların para kazanması zorlaşıyor!
*
Çünkü kolay para peşinde koşanlar birbirinden vurgun yaptıkça, emekçinin lokmasından kısıyor!