Kocamaz zaman zaman başını kavuğundan çıkarıp, sağa sola bağırıp tekrar kavuğuna çekiliveriyor.
Halkın arasına çıkamıyor. 20 yıl Tarsus’ta, 5 yıl Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığında tek yetkili ve sorumlu olarak görev aldı. Geriye dönüp baktığınızda olumlu iz bırakmanın ötesinde, görünen ve anlatılanlara bakılırsa,yatacak yerinin olmaması gereken biri olarak anlatılıyor.
Geçen cumartesi Mersin Büyükşehir Belediye Meclisini izledim. Başkan Vahap Seçer, borçlanma talebinde bulunurken gerekçelerini de anlattı. Geçmiş dönemden kalan enkazın nasıl kaldırılmaya çalışıldığını rakamlar vererek açıkladı. Az buz değil, tam 830 milyon Kocamaz’ın borcunu ödemiş.
Hem de ne borç biliyor musunuz? Bankalara yüksek faizli kredi, maliye, SGK, mağdur olmuş esnafın borcu. Ayrıca yandaş olduğu öne sürülen müteahhitlerin sözleşmeden kaynaklı zorunlu alacaklarına ödenenler…
Kocamaz, ‘seçimden bir ay önce meclis kararıyla borçlandığı 170 milyon kredinin 160 milyonunu giderayak bir tek firmaya aktarmış’. Macit Özcan’dan devraldığı söylenen ‘250 milyonluk borcu, 3 milyara’ çıkararak nasıl bir belediyecilik yaptığını el âlem herkes biliyor.
Başta kamuoyu olmak üzere, Kocamaz’ın eski İl Başkanı Mahmut Tat her Meclis oturumunda “Kocamaz’ın defterini niye dürmüyorsunuz”, “yapılan yolsuzluklarını niye savcılığa intikal ettirmiyorsunuz”, “müfettişler neden çağrılmıyor” diye bağırdı durdu.
Başkan Vahap Seçer ise, yönetici ciddiyetiyle niyetlerinin “Devri sabık” yaratmak olmadığını, şaibeli bütün dosyaları incelettiklerini ve konuyu yargıya havale ettiklerini her defasında tekrarladı…
Şov yapmadı, Kocamaz’ı küçük düşürecek yaklaşımda olmadı. Sadece “yetimin hakkını helal etmiyorum” dedi. Konunun muhatabının yargı olduğunu anlatmaya çalıştı. Ne var ki, Kocamaz bu derece sabırlı bir yaklaşımı, hem anlayamadı hem de her defasında da, bir şeyler mırıldanmaya çalıştı.
Bu defa yine Vahap Seçer, Kocamaz’ın rakipleriyle boğuşurken devreye kocamaz giriyor.
“Belediyecilikte yalan olmaz! Olmamalı! Verdiğiniz sözü tutmak zorundasınız!” Diye demeç veriyor. Hızını alamıyor;
“Seçim öncesi işçi çıkarmayacağım, kimsenin ekmeği ile oynamayacağım dediyseniz sözünüzde duracaksınız!” diyor.
Evet, pişkinliği görüyorsunuz. Susup evinde oturup, günahlarından arınması gereken Kocamaz, rahat durmuyor. Vur-kaç taktiğiyle kendisini aklayabileceğini zannediyor.
Kendisinin sadece 1350 emekçiyi kapının önüne bıraktığını unuttu galiba. Emeğinin karşılığı almaya çalışan mağdur işçilerin, Özgür Çocuk Parkında aylarca çadırlarda eylemyaptıklarını Mersin kamuoyu unutmadı daha.
Başkanın mecliste açıkladığı rakamlar ortada, kimlerin çıkarıldığı da ortada. Şu andaki üst yönetimin büyük çoğunluğu senin getirdiğin ve senin koruduğun kadro görev başında. İşçi çıkarmalarının gerekçelerini başkan Vahap Seçer kamuoyuna anlattı. İşi nasıl savsakladıklarını, engellediklerini, otobüslerin klimalarını nasıl çalıştırmadıklarını, yedek parça alımında neler yaptıklarını, tamiratlarda nasıl işi yavaşlattıklarını ve kendi ekmeklerine ihanet ettiklerini anlattı. Siz anlatabildiniz mi? Senin döneminin kadrolarını bir ara sor bakalım, onlar ne diyor. Seninle aynı fikirdeler mi?
Büyükşehir sınırlarının genişlemesiyle binlerce çalışana ihtiyacınız olduğu halde, insanları işten çıkararak perişan ettiğinizi unuttunuz mu? İnsan bir kendisiyle empati yapar. Önce kendisini sorgular.
Vahap Seçer, senin israfını önlemeye çalıştığı gibi, bir taraftan da aldığın yüksek faizli kredilerin borcunu ödüyor. Sen çıkmışsın nara atıyorsun!
Şimdi Allah aşkına Vahap Seçer mi? Kocamaz mı? Diye sorulduğunda, kıyaslamanın bile Vahap Seçer’e hakaret olacağı söylenmez mi?
Biri dürüstçe işinin başında, çalışkan, demokrat, Cumhuriyet değerlerine bağlı, aydın ve iş adamı kimliğiyle ön planda…
Ve şu anda belediye için söylenmeyen en önemli başarılardan birinin de, yolsuzluk ve suistimalin olmadığıdır.
Ya Kocamaz;
Geçmiş sorgulandığında, Tarsuslu iş adamları, vatandaşlar, esnaf, işten çıkarılanlar, bıraktığı borç bataklığı, kendi zamanında ki bankamatikçiler ve yolsuzluk iddiaları…
Gerisine siz karar verin.
Kalın Sağlıcakla.
