Son 25 yılın üç Belediye Başkanı ileride tüm hizmetleriyle değil, bazı iz bırakan projelerle hatırlanacak, anılacak..
Vatandaşın asfalt, kaldırım, park, bulvar bakımı, çiçeklendirme, ağaç budama işlerine karnı tok..
Bu tür rutin belediyeciliği başkanken süsleyip hizmet diye vatandaşa sunabilirsiniz. Gelin görün ki sabun köpüğü gibi akar gider, ertesi güne bile etkisi kalmaz.
Bakın Macit Özcan dönemine; 15 yıllık belediyecilikten geriye kentin kurulduğu günden beri en ciddi sorunu olan kanalizasyon projesini hayata geçirmesi ve kentin kuzeye doğru büyümesini sağlayan ‘kuzey Mersin’ uygulamalarıyla anılacak..
Kocamaz döneminden geriye ne kaldı dersiniz?
Açılan 2-3 battı/çıktı ve başta sahil kreasyon alanı ile Gümrük Meydanı, Yoğurt Pazarı gibi kentin sembolü alanların betona boğulması dışında ileride hatırlanacağı kalıcı eser adına ne var?
Seçer, bu gerçeğin farkında olsa gerek, başkan seçildiği günden bugüne 10 aydır küçük dokunuşlar dışında kalıcılık anlamında koyduğu iddialı hedef var: Metroyu hayata geçirmek.. (bu konuda hafif raylı sistem olarak onaylanmış projeyi metro olarak adlandırmanın, lanse etmenin doğruluğunu yeniden ele alacak değilim. Çünkü konu artık bu tür kavramların ötesine geçip ete kemiğe bürünme sürecine girmiş görünüyor)
Gerçekten de yatırım projesiyle ilgili ihale ilanı 2019′ un son günü kamu ihale kurumunun elektronik platformuna girdi. Girmekle de kalmadı 10 Ocak 2020 tarihinde ihale Büyükşehir Başkanlığınca onaylanarak 27 Şubat günü yapılacak ihale ile ilgili yasal sürecin önü açılmış oldu..
İhale konusunda sağlıklı fikir verecek olan şartname incelendiğinde kafa karışıklığının Seçer ile sınırlı olmadığını, dokümanlara yansıdığını ve bunun ihale sürecini etkileyeceğini, hatta itiraz halinde ihale iptaline yol açacak kadar ciddi sorunlar içerdiğini söylemek mümkün..
Örneğin Seçer son katıldığı söyleşilerde aynen şunları söylüyor:
“Biz geldiğimizde önceki yönetimin bir projesi vardı ama biz o projeyi uygun görmedik. Onun üzerinde bazı çalışmalar yaptık. Bu yeni projelerimizle devam edeceğiz. Şu anda da ilk fazın, 13.4 kilometre yeraltı raylı sistemin ihalesine girdik”
Evet Kocamaz döneminde hazırlanan projeyle çıkılan ihalede ön görülen yatırım arasında farklılık var. Ama bu fark Gar-Serbest Bölge arasındaki güzergahın şimdilik devre dışı bırakılmasından ibaret.
Buna göre 27 Şubat 2020 günü yapılacak ihale, 13.380 metrelik bir yer altı raylı sistemiyle ilgili olacak.
Seçer, 14 Ocak 2020 günü yapılan meclis toplantısında yöneltilen sorular sonrası verdiği cevapta dikkatli bir dil kullanıp “metro değil, yer altı raylı sistemi” diye tanımlasa da, bu sözler yazılı metin olduğu için esas almamız gereken ve yine Seçer tarafından onaylanan ihale ilanıyla örtüşmüyor.
Örtüşmüyor çünkü ihale idari şartnamesinde ve daha önemlisi yapılacak işin tanımlandığı başlıkta aynen “ Mersin TCDD GARI – MEZİTLİ arası LRT METRO HATTI inşaat ve elektromekanik sistemler temin, montaj, işletmeye alma ve metro araçlarının temini” ifadesi yer alıyor.
Yine şartnamede “11 adet yeraltı metro istasyonu” ifadesi yer alıyor ki, buradan yola çıkıp tüm istasyonların yer altında yapılacağı kesin ifadeyle ve şartnameye girmiş haliyle kayıt altına alınmış bulunuyor..
İlan ekindeki şartname yapılacak işi; Mezitli– Topçular (Çetinkaya kavşağı) arasındaki 7930 metrelik bölüm için aç/kapa yöntemi öngörülürken, Çetinkaya dönüşünden başlayarak İstiklal Caddesini boydan boya kat edip Gar önünde sona erecek olan 4.880 metrelik bölüm tek tüp yöntemiyle yine caddenin altında yer alacak. Buna Mezitli’ deki 170 metrelik depo bağlantı tüneli ve 400 metre uzunluğundaki Mezitli kuyruk yapısı- transfer merkezi tünel inşaat ve 15′ erlik setlerden oluşan 60 vagon alımı olarak tanımlıyor..
Yer altında yapılması ön görülen 11 istasyonu da sayayım: “Soli Batısındaki Cumhuriyet, Soli, Mezitli, Yenişehir Üniversite kavşağı, Marina, Liseler, Forum, Muğdat, Tulumba (Çetinkaya), Özgür Çocuk Parkı, Gar”
Buraya kadar her şey ‘rayında’ görünüyor da ihale günü ya da sonrasındaki yasal süreç içinde diğer tüm hususlar bir yana, somut iki neden var ki, Kamu İhale Kurumuna yapılabilecek itirazlar korkarım ki ihalenin iptaline yol açacak kadar ciddi..
İki nedeni kısaca özetlemeye çalışayım:
21 Kasım 2017 günü tanıtımı yapılan ve 29 Aralık 2017 günü onaylanan Mezitli-TCDD Garı Hafif Raylı Sistem Hattı projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulan ve Mersin Valiliğince “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verilen dosyadaki proje ile bugün ihaleye çıkılan proje arasında tüm ÇED sürecini etkileyecek çok büyük farklar var..
Örneğin onaylanan ÇED dosyasına göre Mezitli-Gar arasındaki güzergahın Gar-Topçular arasındaki bölümü yer altında, GMK bulvarı üzerindeki bölümü ise hemzemin yapıda (mevcut karayoluyla aynı seviyede yani yer üstünde) hareket edecek..
Daha da önemlisi Çevresel Etki Değerlendirme dosyasında yer alan 12 istasyonun 4′ ü yer altında geriye kalan 7′ si yer üstünde (hemzemin) biri de (Yenişehir fuar alanı ve PTT tesisleri arasındaki) viyadük biçiminde tasarlanmış..
Bunun anlamı çok açık: Çevre etkilenme değerlendirmesi bu yer üstü istasyonlarına ve yer üstünden gidecek raylı sisteme göre yapılmış..
Oysa Büyükşehir Belediyesinin bugün yapmaya hazırlandığı ihale yer altından geçecek metro ve tümü yer altında yapılacak 11 istasyon yapımını kapsamaktadır.
GMK bulvarında hemzemin raylı sisteme göre ÇED raporu alıp, yer altından gidecek ihale yapamazsınız.
Tıpkı yer üstünde gösterdiğiniz istasyonları yer altına almaya kalkamayacağınız gibi.
Yapılması gereken neydi?
Yer altına indirdiğiniz istasyonlar ve raylı sisteme uygun yeni ÇED dosyasının hazırlanması gerekirdi.
Çünkü 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çok açık:
Kanunun temel ilkeler başlıklı 5. maddesinin son fıkrasına göre ÇED olumlu belgesi olmadan hiçbir kamu kurumu ihaleye çıkamaz.
Çıkarsa ne olur?
Kamu İhale Kurumu’ na yapılacak tek itiraz sonucu bu ihale iptal edilir.
Mersin Büyükşehir’ in ÇED dosyasındaki projesi ile bugün ihaleye hazırlandığı proje arasında gerek sistem, gerek istasyonların konumu itibariyle öyle büyük farklar var ki, bunlar göz ardı edilemeyecek ve çevreyi derinden etkileyecek, tartışmaya yer bırakmayacak kadar önemli..
İhale sürecini etkileyecek ve itiraz gelmesi halinde yine iptaline yol açacak diğer husus ise, mülkiyet sorunu..
Onu ve projenin mali boyutlarıyla, hazine garantisi alınamamış olması nedeniyle karşılaşacağı sorunları bir başka makalede ele alacağım..