Bir gün gökyüzü gibi mavisin, ertesi gün dipsiz bir kuyunun karanlığı…
Sözlerin başka, davranışların bambaşka.
Bir bakmışsın sarılmış, ertesi gün sırtını dönmüş.
Karşımızda bir insan değil, adeta ruh hâline göre değişen mevsimler var.
Ve kabul edelim ki; yorulduk.
İnsan ilişkileri tarih boyunca hiç kolay olmadı. Ancak son zamanlarda öyle bir şeyle karşı karşıyayız ki, adı konulmamış bir yorgunluk, sessiz bir hayal kırıklığı, derin bir bıkkınlık. Çünkü artık karşımızda ne istediğini bilen, sözünün arkasında duran, istikrarlı insanlar çok az. Yerlerini dengesiz, değişken, tutarsız ve kararsız insanlar aldı.
Bugün “canım” diyor, yarın “tanımıyorum” bakışı atıyor.
Bir gün hayatına dahil ediyor, ertesi gün yok sayıyor.
Dün verdikleri sözleri bugün inkâr edenlerle dolu etraf.
Zihinleri karmakarışık, kalpleri yorgun, kimlikleri puslu.
Ve en acısı şu: Bu değişkenlik artık bir kişilik özelliği değil, adeta bir salgın.
Kararsızlık bulaşıcı olmuş sanki.
İlişkiler, dostluklar, hatta iş hayatı bile bu belirsizlikle çalkalanıyor.
Bakın çevrenize…
Bir arkadaşınız vardır, her sabah “görüşelim” diye yazar, akşam olunca ortadan kaybolur.
Bir meslektaşınız vardır, projeye başlarken tutkuyla sarılır, sonra sizi yarı yolda bırakır.
Bir sevgili düşünün, gözünüzün içine bakar, sonra günlerce sessizliğe gömülür.
Ne hissettiklerini bilemezsiniz çünkü kendileri de bilmiyordur.
Bu insanlar genellikle “dönemselim”, “kararsızım”, “kendimi buluyorum” cümlelerinin ardına saklanırlar.
Oysa bu bahaneler, kırılan kalpleri onarmaya yetmez.
Terk edilen dostluklar, yarım kalan sözler, tutulmayan vaatler; insanın ruhunda iz bırakır.
Oysa insan, tutarlılıkla güven inşa eder.
Bir sözün arkasında durmak, bir hissi taşıyabilmek, karşındaki insana istikrar sunmak bir erdemdir.
Ama ne yazık ki, bu erdem artık nadir rastlanan bir meziyet.
Bir zamanlar ilişkiler emekti, özveriydi, süreklilikti.
Şimdi ise “bir gün varım, bir gün yokum” tavırlarıyla şekilleniyor.
Bugün gülüp yarın küsen, bir mesajla sevip bir bakışla unutan bir toplum haline geldik.
Bu yalnızca bireysel değil, toplumsal bir çöküşün işareti.
Güvensizlik büyüyor, insanlar birbirinden kaçıyor, ilişkiler yüzeyselleşiyor.
Kalıcı olanın yerini geçici heyecanlar, bağlılığın yerini tüketim alışkanlıkları alıyor.
Bazen bir bakışta anlarsınız…
Yine yüz çevirmiştir size.
Yine vazgeçmiştir.
Ama nedenini bilmezsiniz.
Çünkü bu insanlar kendi duygularına bile sadık değildir.
Ve siz yavaş yavaş içten içe yıpranırsınız.
“Ben ne yaptım?” diye sorgularsınız.
Ama sorun sizde değil.
Sadece karşınızdaki insan tutarlı biri değildir.
O yalnızca kendisiyle savaşmaktadır.
Siz ise bu savaşın yaralı sivilisiniz.
Peki biz bu tabloda ne yapacağız?
Dengede duran, kararlı, iç tutarlılığını koruyan insanlar olarak
ya sabrımızı tüketeceğiz,
ya da bu düzensizliğe teslim olmayacağız.
Yorulduk evet.
Ama hâlâ umut var.
Çünkü bazı insanlar hâlâ sözünün eri.
Hâlâ var olan, ne istediğini bilen, istikrarlı, net duran insanlar…
Onlar az ama güçlü.
Onlar sayesinde denge yeniden kurulabilir.
O yüzden, lütfen…
Dengesizlik normal değildir.
Tutarsızlık karizma değildir.
Kararsızlık affedilir bir hâl değildir.
Bırakın karşınızdaki insan “nasıl biri” sorusuna tek bir cümleyle cevap verebilsin.
Ve eğer bir gün öyle, bir gün böyleyseniz…
Bilin ki en çok kendinizi yıpratıyorsunuz.
Çünkü güven, tutarlılıkla başlar.
Ve insanlar, en çok güvenin yokluğunda kaybolur.
Ve yine de…
Tutarlı insan hâlâ vardır bu hayatta.
Azdır ama vardır.
Sözü sözdür, bakışı nettir.
Bugün ne hissediyorsa, yarın da onu taşır içinde.
Sevgisi kolay sarsılmaz, dostluğu zamana dirençlidir.
Bir kere el uzatmışsa geri çekmez, bir kere kalbine koymuşsa kolay kolay çıkarmaz.
Tutarlı insan, rüzgâra göre yön değiştirmez.
Popüler olana değil, doğru olana yaslanır.
Kendine sadıktır önce, sonra size.
Kırmaz, yarı yolda bırakmaz, eksiltmez sizi.
Yanındayken huzur hissedersiniz; çünkü bilirseniz, o yarın da oradadır.
Ve işte bu insanlar, her çağın kıymetlileridir.
Gürültüde kaybolsalar da sessizlikte hep görünürler.
Çünkü karakter gürültü yapmaz; varlığıyla inşa eder.
O yüzden ne olursa olsun,
Değişkenlik zamanlarında bile,
Kendiniz tutarlı olun.
Ve unutmayın:
Bir insanın en kıymetli sözü, her gün aynı kalabilen yüreğidir.

Mersin Halk Haber Mersin Halk Haber
