Anasayfa / Köşe Yazıları / Yonca Yiğit “Kırılgan Gelecek”

Yonca Yiğit “Kırılgan Gelecek”

Bugün bir an durup düşündüğünüzde, geleceğe dair

hissettiğiniz şey nedir? Umut mu, belirsizlik mi, yoksa

derin bir kaygı mı? Giderek artan ekonomik krizler,

savaşlar, çevresel felaketler ve toplumsal çöküşler insanlara

bir soru sorduruyor: Geleceğimiz gerçekten var mı?

Bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyı hayal edin. Onun için

dünya sınırsız bir keşif alanıdır. Ama biz, ona nasıl bir

gelecek bırakıyoruz? Bilim ve teknoloji ilerlerken insanlık

geriliyor mu? Bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay ama

doğruyu bulmak imkânsız hale mi geliyor? Tüm bunlar,

insanlığın tarih boyunca en büyük çıkmazlarından birine

işaret ediyor: Güvensizlik ve umutsuzluk.

Umut Neden Kayboluyor?

Toplumlar, bireylere geleceğin daha iyi olacağına dair bir

inanç aşılamazsa, yaşamak bir mücadeleye dönüşür. Geçim

sıkıntısı, doğal afetler, küresel ısınma, ekonomik

dengesizlikler… Tüm bunlar insanların hayal kurmasını

bile zorlaştırıyor. Çocuklar doğmadan borçlu, gençler

mezun olmadan işsiz, yetişkinler yaşamadan yorgun…

Düşünün, bugün gençler neden hayal kuramıyor? Neden

birçok insan “geleceğim yokmuş gibi hissediyorum” diyor?Çünkü umut, yalnızca bireysel bir duygu değil, aynı

zamanda sosyal bir olgudur. Eğer toplum, insanlara güven

ve fırsat sunamazsa, umutsuzluk salgın gibi yayılır.

Peki, Çıkış Yolu Var mı?

Umutsuzluğun en büyük panzehiri harekettir. Sorgulamak,

değiştirmek ve üretmek. Tarih boyunca büyük dönüşümler,

umutsuzluk içindeki insanların küçük adımlarla başlattığı

büyük hareketlerle gerçekleşmiştir.

• Bireysel olarak: Hayatımızı yönlendirme gücüne sahip

olduğumuzu kabul etmeliyiz. Bilinçli tercihler yaparak,

çevremizdeki insanlara umut aşılayarak değişimin bir

parçası olabiliriz.

• Toplumsal olarak: Eğitime, bilime, sanata ve insan

haklarına daha fazla yatırım yapılmalı. Güvensizliğin ve

umutsuzluğun temel nedenleri ortadan kaldırılmadıkça,

gelecek kaygısı büyümeye devam eder.

• Doğaya ve insanlığa karşı sorumluluk alarak: Tüketim

çılgınlığını bırakıp sürdürülebilir bir yaşam felsefesine

yönelmeliyiz. Çünkü dünya yok olursa, umut da yok olur.

Son Söz: Karanlığı Aydınlatanlar

Umut, kendiliğinden gelen bir his değildir; inşa edilmesi

gereken bir bilinçtir. Eğer geleceğe dair kaygılariçindeysek, tek bir soruyla başlayabiliriz: Ben, bu dünyanın

daha iyi bir yer olması için ne yapıyorum?

Gelecek belirsiz olabilir ama onu şekillendirmek bizim

elimizde. Karanlığı aydınlatanlar, hep bir kıvılcımla

başlamıştır. Sen de o kıvılcımı yakmaya hazır mısın?

Çok Okunan Haber

TOROSLAR CUMHURİYET ALANI YILBAŞI PAZARIYLA ŞENLENDİ

Toroslar Belediyesi tarafından Cumhuriyet Alanı’nda ilk kez kurulan Yılbaşı Pazarı, yeni yıl coşkusunu Toroslar halkıyla …

Araç çubuğuna atla