Anasayfa / Köşe Yazıları / Utanmanın ve Korkmanın Yeniden Hatırlanması Gerek

Utanmanın ve Korkmanın Yeniden Hatırlanması Gerek

Eskiden utanmak, korkmak, çekinmek birer erdemdi. Kötülük yapmaktan utanan; başkasına zarar verdiğinde geceleri uyuyamayan bir toplumduk. “Kuldan utan, Allah’tan kork,” derlerdi büyüklerimiz. Ama şimdi? Kötülük, bireysel bir sapma değil; neredeyse kurumsallaşmış bir davranış biçimi oldu. Ve en acısı ne biliyor musunuz? İyiliğe şüpheyle bakılıyor artık. Sevgi bir zayıflık, merhamet bir tuhaflık sayılıyor.

Dostoyevski ve Köpeğin Hikâyesi

Dostoyevski’nin Sibirya sürgününde gözlemlediği bir köpeğin hikâyesi vardır. Mahkûmlar her geçtiğinde bu köpeği tekmeler. Köpek, alışır bu rutine. Yaklaşan her insana boyun eğer, karşılık vermez. Bir gün Dostoyevski yanaşır ve başını okşar. Köpek, ilk kez şefkatle karşılaşmıştır ama bunu tehdit olarak algılar. Şaşkınlıkla havlar ve kaçar. O günden sonra Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan uzaklaşır.

Bu öyle bir çarpıcı örnektir ki: Sevgiye yabancılaşmak, zulmü normalleştirmek, kırık bir ruhun sadece hayvanlarda değil insanlarda da nasıl filizlendiğini gösterir. Çünkü tıpkı o köpek gibi, sistematik sevgisizlikle yetişmiş, aşağılanmaya alışmış insanlar da bir gün gerçek iyilikle karşılaştıklarında nasıl tepki vereceklerini bilemezler.

Toplumsal Çürümeye Dair

Bugün insan doğayı sevmenin, ormanı savunmanın, yoksulluğa ses çıkarmanın neredeyse suç sayıldığı bir çağda yaşıyor. Ağaç kesilmesin diyenler radikal, adalet arayanlar saf, eşitlik isteyenler gereksiz görülüyor. Oysa ki bu değerler, bir toplumun onur taşıyan omurgasıdır.

Toplum yukarıdan aşağıya doğru çökerken; erdem, vicdan, utanma ve korkma gibi kavramlar da “zayıflık” diye etiketleniyor. Oysa bu duygular bizi hayvandan ayıran şeylerdi. İnsan insanı kandırdığında, başkasının hakkını yediğinde, bireysel çıkar uğruna başka hayatları çürüttüğünde; biraz olsun utanmalı. Biraz korkmalı. İşte o zaman yeniden insan kalabiliriz.

Bir Dakikalık Duruş

Belki de kötülük yapmadan önce sadece bir dakika durmalı. Bireysel egomuzu, açgözlülüğümüzü, öfkemizi askıya almalı. Belki de o bir dakikada utanacağız, belki korkacağız… Ama belki de iyiliği, güzelliği, hakikati orada bulacağız.

Çünkü Dostoyevski’nin dediği gibi:
> “Zulüm bir alışkanlıktır… Ve insan, alıştığı bu hoyratlıktan zevk almaya başlarsa, orada insanlık bitmiş demektir.”

Çok Okunan Haber

TOROSLAR CUMHURİYET ALANI YILBAŞI PAZARIYLA ŞENLENDİ

Toroslar Belediyesi tarafından Cumhuriyet Alanı’nda ilk kez kurulan Yılbaşı Pazarı, yeni yıl coşkusunu Toroslar halkıyla …

Araç çubuğuna atla