Mersin Halk Haber Mersin Halk Haber 
.
Demokrasinin bir süre askıda kaldığı 12 Eylül’ün ardından yapılan genel seçimlerde yüzde 45 ile göreve gelen Turgut Özal bir sonraki seçimde oylarının azalmasıyla birlikte yerel seçimlere hazırlanıyordu.
1989 yılında yapılacak olan yerel seçimler Anavatan Partisi için yeniden toparlanmak adına en büyük fırsattı.
Ve Özal rakiplerine gözdağı veren bir mottoyla yerel seçimlere girdi .
Gazetelere sayfa sayfa ilan vererek ” Eli kolu bağlı bir belediye başkanı ister misiniz?” diye sordu vatandaşa.
Bu şu demekti.
İktidarın avantajından yaralanmak istiyorsanız bize oy vereceksiniz..
Bu tehditvari motto kamuoyunda karşılık görmedi ve o dönem SHP 55 ilde belediye başkanlığını kazandı
Özal’ın bu stratejisi de çuvallamış oldu..
Bunu neden anlattım.
Çünkü CHP Genel Merkezi’nin Mersin’de aday belirleme usulü ve tavrı yıllar önce Özal’ın sergilediği bu yaklaşımı bana hatırlattı.
Kendi belediye başkanına muhalefetmiş gibi bir muamele yapan bir genel merkez vardı bu süreçte maalesef.
Üzücü ve düşündürücüydü.
Kurultayın hesabını henüz kapatmamış görünen CHP Genel Merkezi parti anketlerinde en yüksek memnuniyete sahip olan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i eli kolu bağlı bir belediye başkanı haline getirdi .
Nasıl mı ?
22 Aralık tarihli köşe yazımda olacakları yazmıştım. Genel Merkezin Büyükşehir belediye başkanı ile ilçe belediye başkan adaylarını aynı anda açıklayacaklarını ve Seçer’i aday belirleme konusunda bypass edeceklerini söylemiştim .
Ve gerçekleşti .
CHP Genel Merkezinin bu tavrı, başarılı bir dönem geçiren ve bu başarısı anket ve kamuoyu yoklaması ile kanıtlanmış bir belediye başkanını muhattap almayarak, Secer’i kamuoyunda itibarsızlastırmak ve ona karşı olan odakları cesaretlendirmekten başka bir işe yaramadı.
Değişim mottosuyla göreve gelen Özgür Özel ve ekibinin geleceğini ilgilendiren ilk ve en büyük sınavı öncesi, Mersin’de kamuoyunu geren ve taleplerine kulak asmayan bu tavır, belkide yerel seçimi olumsuz etkileyecek bir düzeye ulaştı .
Yine bu tavır Mersin tarihinin belkide en fazla bağımsız aday çıkaracağı bir yerel seçim olmaya kapı araladı.
Genel Merkezin aday belirleme sürecinde kentin ve partinin dinamiklerinden uzak durması, seçimi tek kale maç oynayarak bitirmesi beklenen Seçer’in de mücadele edeceği cepheyi genişletti. Yani genel merkez kendi oyuncusunun ayağına çelme taktı.
Aynı durumda olan Adana, Mersin gibi bu süreci çok talihsiz yaşamadı. Çünkü MYK ve Parti meclisindeki temsilcileri Özel’ciler ya da Kemal’ciler meselesini geride bırakmayı bilmiş, mental olarak Adana demişti.
Fakat Mersin’in bu organlarda temsilcisi olmayınca ve ne yazık ki temsil noktasındaki unsurların da önemli bir bölümü rovanşist duygularla hareket edince, karşımıza tipik bir Mersin çıktı.
Peki şimdi ne olacak?
CHP Mersin’de yine siyasi bir hazımsızlığın ortasında buluverdi kendini 2014’te olduğu gibi.
Siyasi hırslar malesef yine siyasi hafızanın önüne geçti CHP’de.
Büyükşehir ile ilçelerin uyumu yerine , ahbap çavuş uyumu tercih edildi bir kaç aday hariç.
Eğer Seçer görev süresi içerisinde 9 kusurlu hareketten birini yapmış olsaydı çoktan penaltı verilmişti ve neredeyse aday gösterilmeyecekti.
Ne var ki rakibini yaka paça indiren, tekme atan, hakeme küfreden, formasını çıkarıp sevinenleri maalesef hakem görmemezlikten geldi, kartını da düdüğünü de cebinde unuttu.
Anlayacağınız bu lig böyle bitmez,
bu CHP de böyle gitmez
