Mersin Halk Haber Mersin Halk Haber 
Hem Cumhuriyet Halk Partisi’nin tabanından gelen, örgüt terbiyesi almış biri olarak, hem de pek çok yerel gazetede çalışmış, hatta seçim döneminde yerel siyasete yön vermiş bir basın emekçisi olarak, son zamanların malum konusu “gençler” ile ilgili konuda söz söyleme hakkı buldum kendimde…
***
Gençler, kardeşlerim ben öyle bir zamanda geldim ki “efsane gençlik” döneminde yetiştim! 😉
***
Bu gençler, daha doğrusu bizim gençler, bir yerel basın organını protesto etmiş. Aslında demokratik haktır bu ama; bana ters geldi. Olaya objektif bakamadım çünkü; ben de yerel basının mutfağında yetiştiğim için canım yandı.
Öte yandan da kızmadım gençlere…. Kızamadım… O karedeki delikanlıların hepsini çok çok yakından bilirim. Çok çok yakından tanırım! Adı üzerinde delikanlı. Kanları deli, yürekleri ateşli… Gençlik kotasından yakın tarihte çıktığım için onları çok iyi anlıyorum. Ama; kızılması gereken, daha da ağırı linç edilmesi gereken gençler değil ki. Belki bendim kızılması gereken. Çünkü ablaları olarak ben yön vermeliydim. Belki daha büyük biriydi kızılması gereken.
Yaş ilerledikçe insan mantıklı düşünür. Çünkü gençler ateşlidir! Gençlerin şevki, heyecanı kırılmamalı, onları anlamalıydık aslında… Çok üzüldüm sadece… Hem de çok…
***
Mersin küçük…
Herkes birbirini tanır…
Beni de tüm camia tanır…
Hepiniz tanırsınız!
Malumunuz şu sıralar gazetecilik mesleğimi icra etmiyorum. Bir yol yürüdük. Partim iktidar oldu. Bir süre ara verdim mesleğe. Ancak bu demek değildir ki; Ezgi mikrofonu bıraktı. Bu demek değildir ki Ezgi kalemini, fotoğraf makinesini bıraktı…
Sessiz kalmak istedim bir müddet evet. Sen de mi satıldın dediler! Neden konuşmuyorsun dediler! Korkmazdın sen ne oldu dediler. Korkmadım ki zaten!
Sadece izledim. Yer yer ağlayarak, yer yer dinleyerek! Velhasıl sussam olmadı, susmasam da olmadı. Çünkü gençlere üzüldüm ben ya… Gazlarını, heveslerini, ateşlerini öyle iyi anlıyorum ki…
Ve tekrar söylüyorum, parti adabı, örgüt terbiyesi gereği, ablaları olarak sahip çıkıyorum.
Meslektaşlarım adına ayrıca üzgünüm, gidip kahvesini de içeceğim Yüksel Ağabey’in…
Ama; bu ülkede gençlere öyle haksızlık yapılıyor ki, o yüzden ablaları olarak sahip çıkıyorum!
Yanlış yaptılar ya da yapmadılar, genç bu adı üstünde… Gence sahip çıkarım ben!
“Aktrol” diyorlar ya mesela ben o gençlere de üzülüyorum.
Gençler fidandır, istediğin gibi eğer, bükersin. Ama fişledikçe işte o zaman bir canavar yetiştirirsin!
***
İlkelerim doğrultusunda ilerlemeye çaba gösteriyorum.
Baskı yapana sanmayın ki sessiz kaldım!
Kimsenin karşısında susmadım emin olabilirsiniz!
Sadece o fotoğraftakilerin hepsinin kardeşim olduğunu görünce kalbim acıdı. Ama aynı şekilde o fotoğraf makinesinin boyalı hali de kalbimi acıttı. Ha biz boya atmadık dediler ben bilemem. Öyle ya da böyle ablayım malum. Ablalar küçük anneleridir!
Ben kardeşlerimi kendi adıma, CHP’li Ezgi olarak kucaklıyorum.
Kendilerine kızarım, kızmam bu bizi ilgilendirir.
Gazeteci Ezgi olarak ise; daha başka yöntemlerle hak arasaydınız demek hakkım da var diye düşünüyorum. Yerel basın gerçekten candır çünkü!
***
Ben zor şartlardan geldim buralara…
Çok mücadele ettim.
Hala da çabalıyorum.
Ben büyükleri olarak kanatlarımı gerdim onlara.
Gergin kent istemiyorum ben…
Güzelliklerle dolu olsun…
Aşk koksun, martın sonunu bahar yaptığımız gibi papatya koksun.
***
Sizi seviyorum gençler!
Kariyerinizi zedelemeden ilerleyin.
Yolunuz açık olsun…
Ezgi Abla’nızla kalın
