2019’un mart ayında seçimler oldu, birilerinin “zayıf halka olarak” gördüğü Vahap Seçer seçimi kazandı, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Nisan ayında mazbatasını aldı.
Birileri bekleme odasına geçti:
“Mayıs’ta kayyum gelir…”
Gelmedi.
Haziran…
Temmuz…
Ağustos…
Yok!
*
“Bu güz, kayyum gelecek” dediler, beklediler.
Eylül…
Ekim…
Kasım…
Aralık…
Yok!
*
Yıl döndü, 2020 oldu…
Bunlar hâlâ kayyum bekliyor; kayyum atanacak da Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanlık koltuğu AKP-MHP ortaklığına geçecek de…
Beklediler, durdular.
2021 oldu, beklediler.
2022 oldu, beklediler.
2023 oldu, beklediler.
Yok!
*
Kayyum gelecek, Mersin Büyükşehir Belediyesine kayyum atanacak, kayyum gelirse bize de üç beş koltuk düşecek diye beklediler.
E beklerken işi gücü de bıraktılar.
Her sabah uyanıp haberlere baktılar:
Kayyum var mı, yok mu?
*
2019…
2020…
2021…
2022…
2023…
Yok!
Kayyum mayyum gelmedi; bizim işgüzarlar, çakma milliyetçiler, lokmacılar, imarcılar ile onların yancıları 5 sene boş boş bekledi.
*
Onlar bekleyedursun, her sabah kayyum gelecek, Vahap gidecek, kayyum gelecek CHP gidecek hayalleri kuradursun, Vahap Seçer aldı başını yürüdü.
Lafı uzatmaya gerek yok, 2024 seçimlerinde yüzde 59 oyla rekor kırıp yeniden seçildiğine göre, ben ne desem ne anlatsam kifayetsiz kalır.
Şöyle özetleyeyim:
Bunlar kayyum kayyum diye sayıkladı…
Adam çalıştı.
Seçim oldu.
Adam kazandı!
*
Mersin’e kayyum gelecek, kayyum gelecek diye 5 sene bekleyen, beklerken deliye dönen, endazeyi ölçüyü kaçıran kişiler şimdilerde bir başka bekleme odası buldu kendine.
İstanbul Belediye Başkanı tutuklandı.
Antalya Belediye Başkanı tutuklandı.
Adana Belediye Başkanı tutuklandı ya…
Bizim işgüzarlar, çakma milliyetçiler, lokmacılar, imarcılar ile onların yancıları umutlandı.
“Sıra Mersin’e gelecek” diyorlar.
“Vahap da tutuklanacak” diyorlar.
Bekliyorlar…
*
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaş, iyi niyetle ve endişeyle sordu.
Dedi ki:
“Vahap Başkan da tutuklanır mı?”
Dedim ki…
“Tutuklanabilir. Yüksek ihtimal…”
Arkadaş şaşırdı. Endişesi arttı. Gözlerini iri iri açıp sordu:
“Niye?”
Dedim ki:
“Adam 2 tane seçimi 2 partiye karşı çatır çatır kazandı mı?
Kazandı.
Şaibesiz, tertemiz, iki kat fark atarak kazandı mı?
Kazandı.
6 yıldır Mersin’de sosyal belediyecilik yaptı mı?
Yaptı.
Mersin’in her mahallesine girdi mi?
Girdi.
Yoksulun, engellinin, emeklinin, çocuğun, öğrencinin, kadının yanında oldu mu?
Oldu.
Belediyeyi borç batağından kurtardı mı?
Kurtardı.
Bugün çalışkan, disiplinli, sokakta her an gördüğün bir belediye oluşturdu mu?
Oluşturdu.
Tüm bu başarılı belediyecilik hizmetlerini yaparken siyaset dik durdu mu?
Durdu.
Sol adına, sosyal demokrasi adına, Atatürkçülük ve laiklik adına lafını esirgedi mi?
Esirgemedi.
Kokmaz bulaşmaz, kendi halinde, liberal, gelen ağam giden paşam bir belediye başkanı olmak yerine partisinin, ülkesinin sorunları hakkında konuştu mu?
Konuştu.
Ağrısız başına ağrı, dertsiz kafasına dert aldığı zamanlar oldu mu?
Oldu.
Öyleyse bu dönemde Vahap Seçer’in tutuklanması da muhtemel!
Çünkü belediye başkanlarının tutuklanması hukuki değil ki, siyasi.
Başarılıysan, öne çıkıyorsan tutuklanabilirsin!
Neden olmasın?”
*
Böyle dedim arkadaşa.
*
İşgüzarlar, çakma milliyetçiler, lokmacılar, imarcılar ile onların yancıları operasyonlar Mersin’e de sıçrar mı diye umutla bekliyor.
*
Bakalım, sandıkta 2 kez üst üste çok fena yenildikleri Vahap Seçer’i bu yolla yenebilecekler mi?
