Mersin Halk Haber Mersin Halk Haber 
Meşhur hikayedir:
Çırak, ustasına sormuş:
“Şimdi ne yapacağız usta?”
Usta şöyle demiş:
“Çay koy yeniden başlayacağız!”
*
“Hikâyede anlatması kolay, gel de gerçek hayatta yap” dedi bir gün bir arkadaş.
Nedeni sordum…
“O kadar çok yenildik, o kadar çok yeniden başladık ki, o kadar çay demledik ki çay kalmadı” dedi.
*
Hepimiz için öyle değil mi?
*
Bazen çay kalmaz…
Bazen tüp biter…
Bazen su olmaz…
Bazen şeker olmaz…
Bazen vakit olur, para olmaz…
Bazen para olur, vakit olmaz…
Bazen vakit olur, para olur, senin tadın tuzun olmaz.
Bazen tadın tuzun olur, yoldaş yaren olmaz…
Bazen yoldaş yaren olur, neşe olmaz…
Bazen neşe olur, etrafında kimse olmaz…
Bazen etrafında insan olur, keyfin olmaz…
*
Yukarıdaki satırları, bir başka konu için, geçtiğimiz yıllarda yazmıştım.
Yıl değişir, konu değişir, misal değişmez!
*
Bugünlerde spor camiasında herkes birbirine Mersin İdman Yurdunu soruyor.
Niye?
*
Filmi biraz geriye saralım…
*
Mersin İdman Yurdu yenilmişti, dükkânı tamamen kapatmak üzereydi.
Küme düşüyordu.
Küme düşmekle kalmıyor adeta uçuruma yuvarlanıyordu.
*
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer çıktı geldi dükkâna.
“Çay koyun” dedi, “yeniden başlıyoruz!”
*
Çay demlendi.
Yeniden başlandı.
Mersin İdman Yurdu hem borçlarını ödeyebilir duruma geldi hem ligde kaldı.
Yani dükkân yeniden açıldı, dükkânın tekeri yeniden dönmeye başladı da…
Vahap Bey’in tek işi Mersin İdman Yurdu dükkânı değil ki…
Adam geldi, dükkânı açtı, çayı demledi, dükkânda işleri yoluna koydu, dükkânı birilerine emanet etti.
“Haydi bundan sonrası sizde” dedi.
“Gayret sizden, himmet Allah’tan!”
*
Şimdi o dükkânın emanet edildiği kişilerin yeniden çay suyunu koyması, yeni bir çay demlemesi lazım.
Dükkânı onların erkenden açıp vakitlice kapatması lazım.
Siftah parasını onların kazanması lazım.
Dükkânın içini, önünü onların temiz tutması lazım.
Defteri onların tutması lazım…
*
Fakat gördüğümüz şu:
Kimsede hareket yok…
*
Herkes bekliyor ki, Vahap Seçer bir daha devreye girsin, para bulsun, pul bulsun…
Çayı, şekeri bulsun, tüpü bulsun, suyu bulsun, çayı demlesin…
Hatta çayın yanına bir de kaymaklı bisküvi bulsun…
Hatta gün kurusu kayısı, kuru incir, fındık fıstık bulsun…
Ee? Sonra?
Sonrası canının sağlığı; oturalım, çayımızı içelim!
*
Oh ne güzel Almanya!
*
İşin oluru belli:
Çayı bu kez de siz koyun beyler, hanımlar.
Bu kez de çayı siz demleyin…
Yeniden başlayın…
Ne demiş büyükler?
Gayret sizden, himmet Allah’tan!
