Anasayfa / Köşe Yazıları / Abidin Yağmur “Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz”

Abidin Yağmur “Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz”

“Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz” demişler eskiler.
Ne demek istemişler?
Bazı camialar küçüktür.
Herkes birbirini tanır.


Herkes birbirinin mazisini, meşrebini, hevesini, niyetini, tikini, başındaki bitini bilir.
Onun için siyasette kaşı gözü oynayan oldu mu diğerleri uyarır:
“Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz!”
Bazen siyasetçi, herkesi bilir, kendini bilmez.
O ne derler?
“Haddini bil!”
Bazen siyasetçi ne kendini bilir ne rakibini bilir.
Rakibine şöyle der:
“Sen kimsin ya?”
Ben en çok bu “sen kimsin ya” lafına gıcık olurum.
Boş adam işidir çünkü laf.
Kendini bilmeyen adam işidir.
Cahil adam, ham adam işidir.
Kibirli adam işidir.
Siyaset epitopu kırk kişilik bir işse…
Siyasette herkes birbirini bilirse…
Bir siyasetçinin bir başka siyasetçiye “sen kimsin ya” demesi kibir, ukalalık, üstten bakmacılık, burnu büyüklük, arkası kalkmışlık değil midir?
Neyse…
Siyasetçiler gazetecilerle mülakat yaparken kendini üç anlatıyor, üç övüyorsa, rakibini beş anlatır, rakibine beş söver.
E ben de gazeteci olarak çok mülakat yaptım siyasetçilerle.
Çok dinledim.

Dinlediklerimin ancak onda birini yazdım.
Onda biri “off the record” kaldı.
Tanıklıklarımız da oldu tabi.
Beş on kişilik bir grubun içinde herkesin elini sıkıp da genç bir gazeteci olarak benim elimi sıkmayan, elimi havada bırakan bir siyasetçi görmüştüm.
Şimdilerde hâlâ siyasette ve rakiplerini kibirli olmakla suçluyor!
Partinin orta yerinde partili azarlayıp da “Ben milletvekiliyim, doğru konuşacaksın önce” diyen siyasetçi görmüştüm.
Şimdilerde rakiplerini egolu olmakla suçluyor.
Ofisine alınacak kağıt bardakları bile kendisi seçen siyasetçi görmüştüm.
Şimdilerde rakiplerini tek adam olmakla suçluyor
Neyse…
Siyasetçiler kırk kişi…
Birbirini bilen kişi…
Biz gazeteciler kırk birinci kişiyiz…
Kırkını da bilen kişiyiz.
Her seçim öncesinde, aday adayları ortaya çıkıp rakiplerine salvo yapınca, eskiler yeniden sahneye çıkıp hem eskileri hem yenileri suçlayınca aklıma Nasrettin Hoca’nın meşhur fıkrası gelir.
“Ben senin gençliğini de bilirim” derim.
O fıkrayı hatırladınız değil mi?
O fıkranın bir başka versiyonu vardır.
Daha gerçekçi, daha argo versiyonu vardır.
Şöyle biter:
“Gençliğinde ne şeyimdin ki şimdi ne şeyim olasın!”
Neyse…

 

Çok Okunan Haber

BAŞKAN YILDIZ, HER GÜN BİR MAHALLEDE

Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, göreve geldiği günden bu yana katılımcı ve şeffaf bir yönetim …

Araç çubuğuna atla