Dün ‘Mücbir sebeplerde, Meclisin Tavrı’ başlıklı bir yazı yazmıştım.
Mersin’nin geleneksel ruhla sağ duyunun hakim olacağı bir karara tekrar imza atmak yakışır demiştim. Geçmişte yaşanılan bunu gösteriyordu.Gelecek adına pandemi nin yol açtığı bütün yararalara rağmen olumlu kararlarla bunu tekrar yaşatacak ve zor günler de partilerüstü bir kararla MERSİN HALKINA yakışan ramazan coşkusu ve 19 Mayıs’ın 101 yılına denk gelen bu dönemde çifte bayaram yaşatarak herkesi şaşırtması yakışır demiştim.
Çünkü bu zor günlerde böyle bir dayanışmaya yaşamsal anlamda ‘siyasi çıkarlar’dan çok daha fazla ihtiyaç vardı.
Çağımızın en büyük belasıyla karşı karşıya gelinmesine rağmen; Mersin sağduyulu bir örneklemeyle bugüne kadarbütün dikkatleri üzerine çekmişti.
Korona virüs bütün dünyayı etkisi altına aldı. Buna göre de,herkes kendi bilinci ve kapasitesi ölçeğinde, bu belaylamücadele etme durumunda kaldı.
Mersin Pandemi sürecinde; İl valiliği, Büyükşehir ve İlçe belediyeleri olağanüstü gayretle tüm dikkatleri üzerine çekti.
Büyükşehirler arasında Koronadan en az etkilenen şehir oldu. Bu da Mersin STK’larının, sağlık çalışanlarının, Pandemi kurulunun ve büyük özveriyle süreci iyi yöneten Büyükşehir Belediyesinin yaratmış olduğu dayanışma ve birlikte hareket etme başarısıydı.
Gerçekten Mesleki odalarının temsilcileri ve Büyükşehir Belediyesinin dayanışması Mersin’in geleceği açısından büyük umutlar yaratmıştı. “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözü herkes tarafından dillendiriliyor ve geleceğe umutla bakılıyordu artık.
Başkan Vahap Seçer, hizmetlerin aksamaması için meclisten borçlanma talebinde bulundu. Meclis öncesi Toroslar ve Akdeniz Belediye Başkanlarının “daha önce alınan 160 milyonluk borcun hesabı verilsin, ondan sonra yeniden borç istensin” sözleri basın ve kamuoyuna yansıdı. Bu demeçlere karşılık, bütün gözler Başkan Seçer’e çevrilmişti. Herkes Başkan Seçer’ in kullandığı borçlanmayı, nerelere harcadığının hesabını verebilecek mi diye, beklenti içine girdi.
Hepimiz bu maddenin görüşülmesi sırasında, Başkan Seçer’ in açıklamalarına odaklandık.
Başkan konuştukça ve geçmiş dönemin borçlarını nasıl düşürdüklerini, acele etmeden faizlerin düşmesini bekleyerek yaptıkları borçlanmanın kuruşuna kadar nerelere harcandığını, yapılan hizmetleri sıralarken tasarruf değil, israfı nasıl önlediklerini, dairelerin tek tek yaptıkları hizmetleri, mali dengeyi nasıl disipline ettiklerini sıralayınca, salonda tüm meclis üyeleri ve katılımcıları bir sessizlik sardı.
Gerçekten muhteşem işler yapılmış. 2 milyar 400 milyon olan borcu değil arttırmak,13 AYLIK SÜREDE 1 MAYIS Gününe kadar 876 milyon749 bin TL borç ödenmiştir. 877 milyona yakın düşürerek, bankalar dâhil toplam 1 milyon 523 bine TL ye geriletmiştir. Geçmiş dönemin şaibeli dosyaları ise, yargıya intikal ettirilmiştir.
1 yıl içinde yapılanlara bakıyorsun, mali disipline bakıyorsun, anlatılanlara bakıyorsun; başkan Seçer’i ayakta alkışlanması gereken bir ortamın yaratıldığını düşünüyorsun.
Bu Meclisten; Anlatılanlardan, açıklamalardan sonra,borçlanmayı tartışmadan evet diyebileceği bir sonuç bekliyorsun.
Hele özellikle bu Pandemi sürecindeki performansından dolayı, Başkan Seçer’ in mükâfatlandırılacağı umudu doğuyor salonda.
Artık eski köhnemiş siyaset terkedilecek, insan ve tabiatın daha sağlıklı yol alması için dayanışma içinde olunacağı beklentisi oluşmuştu.
Ne var ki, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi Olağanüstü toplantısında yaşananlar, hepimizi hayal kırıklığına uğrattı.
Muhalefet ettiklerini düşünen meclis üyelerinin, hiçbir oturumda bu kadar sıradanlaşmış, basit ve komik duruma düşülen bir durum yaşanmamıştı.
Gültak, kendi karizmasını kendi çizdi. Önce borçlanmanın hesabını sordu! Başkan Seçer’ in kuruşu kuruşuna açıklaması, Gültak’ın oturduğu yerde gittikçe koltuğa gömülmesine neden oldu.
Hele Adsız Afşin Başkan’ın “Biz siyaseten zor durumdayız, dışarıda işten atılanlar var” diyerek bu teklife sırt çevirmesi, bütün umutları çöpe attı. Memleket, hizmet, dayanışma, vatandaşın sağlığı hepsi hikâye…
AK Parti adına Gurup sözcüsü Mevlüt Ekmekçiler’in gündemle alakası olmayan konulara girmesi ise, önceden olumsuz kararın verileceğinin işaretleri oldu. Muhalefet edenlerin hiç biri konuşmalarında inandırıcı olamadı.
Korona Virüs insanları kendine getirir görüşü, daha aklıselim davranılır düşüncesinin ne kadar boş bir beklenti olduğu, bu Meclis oturumunda kendisini gösterdi.
Korona değil, kıyamet günü gelse de, siyaseten kendini yaşatanların değişeceği artık inandırıcı gelmiyor insana. Bu koşullar da bile, bu derece komik gerekçeler öne sürülüyorsa, kime ne söylene bilir ki…
Allah tekrar Vahap Seçer’e yardımcı olsun. Bu kadar sığ düşünen, vesayetten kurtulamayan bazı meclis üyelerinin sevgisizliği oldukça ve sürdükçe işi gerçekten çok zor.
Salonun sosyal mesafeye göre ayarlanmış arka koltuklardan izlerken, bizim gibi gazeteciler bile “Allah Kahretsin bu ne saplantı, bu ne ayırımcılık bu ne öngörüsüzlük” diyerek yerimizde kıvranırken, Başkan Vahap Seçer’e Allah yardımcısı olsun demekten başka söyleyecek söz bulamadık.
Artık, muhalefet eden meclis üyelerinin inanırlığı olabilecek mi? Mersinde yaşayan vatandaşların buna tepkisi nasıl olur bilmem ama benim umudum kalmadı.
Toplum çok yorulmuş ve psikolojisi bozulmuş durumda. Yönetenler de yönetilenler de travma geçiriyor. Gültak’ın Başkan Seçer’e “psikolojiniz bozulmuş” demesi hiç yakışık olmadı. 2 aydır kendisinin de yakından şahit olduğu süreçte, işin başından ayrılmayan Seçer’e karşı bu söylemi, Gültak’a toz kondurmayan yanımdaki arkadaşları da rahatsız etti.
Bu toplum, kadar büyük belalarla karşılaşmasına rağmen, kendisine çeki düzen veremiyorsa, bizim çırpınışımızın kıymeti Harbiye’si de olmayacaktır diye düşünüyorum.
“Mersin sevdası”, “Mersin için hizmet”, “dayanışma” ve “belalardan birlikte kurtulma” demeçlerine kim inanır ki artık!
Yazık partilerüstü hizmet anlayışı ile bu zor günlerde halka umut ve coşku veren Vahap Seçer Mersinli siyasilerin sağ duyunun sesi olduğuna inanılan Mustafa gültak ve Adsız Afşın Yılmaz’ın MERSİN HALKINA hizmet etmenin en zor gününde tekrar CUMHUR İTİFAKI’nın menfatlerini halkın menfaatlerinin önüne koymalarıyla hatırlanacaktır.
Bu dönemde böylesine bir fırsatın HALK adına kaçırılmış olması adına çok üzgünüm.
Yazık hem de çok yazık.
İyilik üzerine düşünen ve uygulayanlar,
Kalın Sağlıcakla…