Çok zor günlerden geçerken hükümet bu dönemi mücbir sebeplerden oluşan bir dönem olarak değerlendirdi.
Gerçekten mücbir bir sebep olarak görmek ve adımları ona göre atmak gerekir.
Mücbir sebeplerde insanlar nasıl yaşar.
Mücbir sebeplerde doktorlar ne yapar.
Mücbir sebeplerde bankalar nasıl davranır.
Mücbir sebeplerde hukuk nasıl işler.
Mücbir sebeplerde toplumun davranışı nasıl olur.
Mücbir sebeplerde öncelikler nelerdir.
Mücbir sebeplerden atanmışlar nasıl görev yaparlar.
Mücbir sebeplerde seçilmişler nasıl davranırlar.
Mücbir sebeplerde gazeteci, sorumlu vatandaş ve sorunların çözümüne kendini adayanların yapması gerekenler nelerdir.
Yapılması gerekenlerin yapılmaması halinde sonuçlar ne olur bu sonuçların kime yararı vardır.
Önce Mücbir sebep nedir onu belirtelim: ‘Mücbir sebep, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölüm, iflas, hastalık, tutukluluk, savaş ve buna benzer hallerdir. ‘Mücbir sebep’ kavramı hukukun temel kavramlarından birisidir ve hukukun bütün dallarında uygulaması görülmektedir’
Görüldüğü gibi insan yaşamının olağanüstü koşulardan dolayı sürdürülemez hale gelmesi ve bu koşulara uygun kararların alınarak insan yaşamının sürdürülebilir olması önceliklidir. Diğer bütün sorunların insanın yaşamından sonraya bırakılmasıdır. Çünkü insanın yaşamı tehdit altında iken gerisinin hiçbir anlamı olmayacaktır.
*Savaşta bir şehir bombalanıyor ve insanlar ölüyorsa bir ev sahibinin bombalanan evinin pencere camını düşünmesi ne ifade eder.
*Bütün dünyayı kasıp kavuran CORONA karşısında hayatını dişine takan ve ölümü göze alan bir doktorun kullandığı fazla pansuman bezi ile tıbbi malzemeden dolayı hesap vermeye zorlanmasının zamanımıdır.
*İnsanların sokağa çıkamadığı işine gidemediği nasıl bir sabaha uyanacağını bilmediği ve sorunların ortak olmasından dolayı en yakınından destek alamayacağı bir zamanda komşuların akrabalarının çaresizliğinden çare olunurumu?
Bütün bunları bir an için düşünün.
Mersinin içinde bulunduğu koşulları hayal edin.
İşsizlilik oranının en fazla olduğu il, Mersin.
Suriyelilerin resmi rakamları 300 binden fazladır.
Toprak ürünlerinin değerlendirilemez durumda olduğunu,
Esnaf, sanatkâr, atanamayan öğretmen, günlük kazancıyla yaşamını sürdüren, tarım işçisinin istihdamı, fabrika, atölye, lokanta, AVM çalışanları ne olacak. Sahil yerleri, turizm ve otel, pansiyon çalışanları, sözleşmeli öğretmen ve özel kurumlarda ki çalışanlar, asgari ücretliler, engeliler ve bakıma muhtaç olanlar ile mağdur ve hastaların durumunu göz önünde bulundurarak bu kısa zamanda bunların durumu ne olacak ve nasıl var olma mücadelesini sürdürecekler.
İşte bütün bu sorunlar karşısında
Doktor PANDEMİ için ne yapıyorsa,
Asker SAVAŞTA ülke savunması için ne yapıyorsa,
Atanmış DEVLET için ne yapıyorsa,
Seçilmişte HALKI için onu yapmalıdır.
Bu günlerde merkezi hükümet vereceklerini verdi. Söyleyeceklerini söyledi. En önemli ve acil uygulama olan MASKE dağıtım kabiliyeti ile bundan sonra ne yapabileceği konusunda da marifetini gösterdi.
Bazı Medya mensupları ve partizanlar ne yazık ki böyle zamanda bile huylarından vazgeçmiyorlar.
Böyle zamanda bile tavırları onları ele veriyor ‘Şecaat arz ederken, Merdi Kıpti sirkatini söyler’.
Mersin Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer Olağanüstü Meclis toplanma isteğinde bulundu. Vali Sayın Ali İhsan Su bunu gerekli bularak hemen yürürlüğe koydu.Mücbirsebeplerden doğan bu uyum üzerine Bu gün meclis toplanıyor.
Hem atanmış Mülki Amir, hem de seçilmiş şehr-i Emin bu olağanüstü dönemi mücbir sebep görerek toplanma sorumluluğunu hissediyor uyum içinde görevlerini yapıyorlar.
Ama halkın bütün bu çilelerini ve önümüzde ki günlerde yaşamın artacak zorluklarını göremeyenler ‘kayıkçı kavgasına’ girmişler ‘ganimeti fırsata’ çevirmeye çalışıyorlar. Kendilerini tatmin eden bu huylarından önümüzde ki günlerde yaşanılacak sorunlara kayıtsız davranıyorlar. Belediyenin borçlanma isteğini geri çevirmeleri konusunda meclis üyelerinin üzerinde adeta baskı uyguluyorlar bunu yaparken de savaş naralarından keyif alıyorlar.
Peki, yukarıda anlatılan ve ilimizde ki bütün vatandaşlarımızın yardımına koşarak bütün olumsuzlukları olumlu hale getirmeye çalışanlar kimlerdir. Eski seçilmiş başkanların bütün borç ve olumsuz icraatlarına rağmen yakınmadan görevlerini yerine getirmeye çalışmak suçumudur? İşini yapan herkes görevine devam edecektir, diyen kimdir? Hem CORONA hem de RAMAZAN ayında MUHTAÇLARIN yanında olan kimdir? Mağdurların yanında olan kim? Muslukları açan, erzak paketi, ekmek, üreticinin limonundan askıda ki faturaya, HALK KART hesabına nakit yatıran bu nakit ile mahalle esnafından alış verişle esnafı rahatlatan uygulamalar kimin zamanında yapıldı.
Neyse bunları herkes biliyor soruları çoğaltmak ve tek olan cevabını almak için vicdanının sesini dinlemek yeter.
Buna karşılık gelirini öteleyen kapalı muslukları açan bağışlarına el konulan ve hizmetlerine engeller koyan kararlar işin çabası. Ayrıca 10.000 den fazla çalışanın maaşları ve banka kredilendirmelerinde ki devlet banklarının tavırlarını da düşünelim. Hizmetlerin devamı için belediyenin yapması gereken nedir?
Bu gün toplanan meclis için:
*Kayıtsız şartsız borçlanma talebine karşılık RET oyu kullanarak VAHAP SEÇER in cezalandırılmasını isteyen taraf var.
*Birde akılcı bir yol izlemeden borçlanma talebine EVET diyen partizanlar var.
Bunun dışında STK, MTSO, BARO, TABİP ODASI, MUHTARLAR FEDERASYONU İL TEMSİLCİSİ, EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU Temsilcilerinin ve onlarca kişi ve kurumun akıl, sağduyu ve partizanlığın dışında güncel MÜCBİR SEBEPLERDEN kaynaklanan üçüncü yolu;YAŞAM için SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ yolunu öneriyorlar.
Şehrin Mülki Amiri, Şehrin Emini Meclisin toplanmasını uygun görerek görevlerini yapmış oluyorlar.
Şimdi sıra partiler üstü mücbir sebeplerde görev yapan doktor, asker, Atanmış, seçilmiş olanların davranacağı gibi Büyükşehir belediye Meclis üyelerinin davranma biçimine gelmiştir. Ya mücbir sebeplerin getirdiği nedenlerden dolayı halkın yaşamına izin verecek olan BORÇLANMAYA evet diyecek yâda bu muhtaç ve mağdur olan herkesin yaşama sorunlarını çekilemez hale getirecek bir duruma sokacaktır.
Ben halkın içinde yaşayan ve ileriyi gören herkesin seçilmiş olanlara güvenerek oto kontrol sistemi HALK ve su istimallerin hesap mercii T C Mahkemelerinin olduğu bir sorumluluktan çekinmeden HALK ve adalete güvenle borçlanma yetkisi vereceğini düşünüyorum.
Bunun olmaması halinde halkımızın sonrası yaşayacaklarının hesabını telafi etmeleri çok zor olacaktır. Hiçbir şey halkımızın bu zor günlerde derdine derman olan olanakları kullanmaktan değerli değildir.
Kalın Sağlıcakla.
