CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ayasofya’da Erdoğan’ın karşısında Atatürk’e lanet okuyan imama tepki göstererek, “Ayasofya’yı Atatürk’e hakaret etmek için mi açtınız? Bahçeli’ye soruyorum sen kime kızıyorsun? Kendi tarihine ihanet eden bir meczubu nasıl orada tutarsınız? Bahçeli, ‘Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir’ diyor. O çizgi, Saray’a yaklaşırken renk değiştiriyor” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıdçaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir televizyon programında dile getirdiği “Mafyadan 10 milyon dolar alan siyasetçi” iddiası için Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a seslenerek, “Şentop bu konuyu açıklamak zorundadır. TBMM’ye düşen bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır. Şentop konuşmuyorsa acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor? Saray’dakiler sessiz kalabilir. Onların tamamı zaten bir yerlerden besleniyorlar ama Şentop sessiz kalamaz.” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, “Soylu, koltuğunu koruma peşinde, Erdoğan da Soylu’ya sahip çıkmak zorunda. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Eğer siz hükümeti yer altı çetelerine teslime ederseniz, böyle bir tablo çıkar ortaya” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
Mutlu haberlerle geldim. Ayşe Begüm Onbaşı jimnastik şampiyonasında altın madalya kazandı. Kendisini yürekten tebrik ederiz. Bu sporcuya sahip çıkan Mansur Yavaş ve bütün ekibine ve EGO spor yöneticilerine teşekkür etmek bizim görevimizdir. Anadolu Efes’i de tebrik etmek lazım. Yürekten teşekkürler. Hafta arası perşembe günü Isparta ve Burdur’daydık. Gezdik, vatandaşlarla konuştuk, sabahın beşinde gül toplamaya gittim. Oradaki kadınlar bazı sorunları aktardılar, onların sorunlarını bir şekidle çözmek bizim boynumuzun borcudur. Isparta gül merkezi, Isparta’nın korunması lazım. Isparta’nın aynı zamanda gül sektörünün merkezi olması dışında o merkezin büyütülmesi lazım. Altından daha değerli ama değerini ne hikmetse siyasetçi bir türlü kavrayamadı. Ne istiyorsunuz döviz yok şu yok bu yok. Topraktan üretiyor ve büyük bir kısmını ihraç ediyor ve ülkesine döviz getiriyor. Kendi ülkesine döviz getiren bir tarım alanı bu. Taban fiyatın en az 7,5 lira olması lazım.
Neden şikayet ediyorlar? İlaç, gübre, mazot sürekli artıyor. Yevmiye veriyorum ben diyor. Kar elde etmem lazım diyor. Taban fiyatın 7.5 lira olarak açıklanmasını bekliyoruz. Ciddi bir üretim planlaması yapılması lazım. Bütün bunlar elbette olur ama bunların iktidarında olmaz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarında olur. Emek harcayanların iktidarında olur.
“İKİZDERELİ KADINLAR ÖRNEK OLDU”
Doğal kekik üretimi. Denizli Pamukkale ilçemizin Güzelpınar Mahallesi bunu toplar yüzde 85-90’ı ihraç edilir. Kadınlar, hükümet konağını basmışlar ‘Neden kekik üretimi alanını taş ocağına teslim ediyorsunuz?’ diye. İkizdereli kadınlar, diğer kadınlara da örnek oldunuz. Verdiğiniz mücadele bir İkizdere mücadelesi değil bir hak, hukuk, adalet mücadelesidir.
“ÇAY İTHALATINI YASAKLAYACAĞIZ”
Çay ve fındık var tartışılan. Çay, Rize ve Artvin için stratejik ürün. Karadeniz için de fındık stratejik ürün. Bölge halkının gelir düzeyinin yükselmesinin en önemli gerekçesi bu ürüne verilecek olan hakkı olan taban fiyatının verilmesidir. Çay üreticileri isyan etti verilen fiyat düşüktür diye. Fiyatı yükseltin dediler. Polisler ellerinde coplarla müdahale ettiler. Diyorlar, Türkiye’de demokrasi var? Nerede demokrasi var? Hak istemenin suç olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Rizeli ve Artvinli kardeşlerim çay konusunda yıllarca isyan ediyorsunuz. Oy verdiğiniz AK Parti, yıllardır Türkiye’ye çay ithal ediyor. Biz alın terinin hakkını vereceğiz. Çay ithalatını yasaklayacağız. Kaçak çayı da meydanda yakacağız.
ATATÜRK’E LANET OKUYAN İMAMA TEPKİ
Devlete büyük hizmetler vermiş kişiler hep saygı ile anılır. Çünkü bu işin partisi olmaz. Bugün aramızdan ayrılan insanlara eğer söz edeceksek, saygıdan, sevgiden söz etmeliyiz topluma. Temel kural bu olmalıdır.
Ayasofya Cami’yi açtılar, güzel. Camide görev yapan imamların, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü anlatması lazım. Dert varsa çözümler konusunda aydınlatması lazım. Biz nasıl tarihimize saygılıysak, camilerde görev yapan imamlarında saygılı olması lazım. Sen Yunus Emre’yi de mi bilmiyorsun? Kinden, öfkeden beslenen bir din insanı olmaz, acıtan bu zaten.
Ayasofya’yı Atatürk’e hakaret etmek için mi açtınız? Hayatını bu millet için vermiş. O meczup acaba İstanbul’un işgalini biliyor mu? O meczup acaba işgal altında Dolmabahçe’de Atatürk’ün ‘Geldikleri gibi gidecekler’ dediğini biliyor mu?
Bu meczup kişi acaba Kahramanmaraş’ın kurtuluşunda ilk kurşunu atan Sütçü İmam’ı ve ne söylediğini biliyor mu acaba? Söyleyeyim, “Her kim ki Mustafa Kemal ve Kuvayi-i Milliye aleyhine fetva verip, düşmanlık yapar bilin ki onların damarlarında kafir kanı vardır” diyor.
Bugün sayın Bahçeli de bu konuda bir sürü laf etmiş ama asıl kızmamız gereken bu meczup mu? Bu meczup bu konuşmayı kimin önünde yapıyor? Devlet ricalinden bir Allah’ın kulu ‘Yanlış söylüyorsun’ dedi mi? Demedi. Bahçeli’ye soruyorum sen kime kızıyorsun? Kendi tarihine ihanet eden bir meczubu nasıl orada tutarsınız. Atatürk bizim ortak değerimizdir. Bahçeli, “Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir” diyor. O çizgi, Saray’a yaklaşırken renk değiştiriyor. Renk değişmeyecek arkadaş. Renk değiştiği andan itibaren bu iş olmaz, sözlerin havada kalır.
TÜİK’İN BÜYÜME RAKAMLARI
TÜİK, Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 7 büyüdüğünü açıkladı. En büyük yalanları söyleyen kurum. Sordum çiftçiye, ‘Türkiye yüzde 7 büyümüş’ diye, sizin kuraklıktan haberiniz yok herhalde dedi? İşsizlere sorduk, gelirleriniz arttı herhalde sizin de diye. Hangi büyümeden bahsediyorsunuz siz diye? Bakkala sorduk, ne büyümesi, aylardır dükkan kapalıydı diyor. “Sizin çarşıdan, pazardan haberiniz var mı?” diyor emekli. Evlere temizliğe giden kadınlara sordum, “Aylardır evlere temizliğe gidemiyoruz” dedi. Hangi büyümeden söz ediyorsunuz? Beşli çete büyüdü. Yüzde 7 demek onlara hakarettir, yüzde 50, yüzde 60 büyüdüler. İşleri garanti. Devlete dolarla borç verenler de köşeyi döndü. MHP şu soruyu Erdoğan’a sorma cesareti gösteriyor mu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde Türk Lirası geçerlidir? Ne zamandır dolarla borç almaya başladınız? Saray beslemesi yüzde 50, yüzde 40 zaten büyüyorlar. 4-5 maaş alanlar büyüdü.
128 MİLYAR DOLAR NEREDE?
Finlandiya Başbakanı, 300 Avroluk sabah kahvaltısını devletin kesesinden ödedi mi ödemedi mi diye polis bunu araştırıyor. 300 Avro için devlet hazinesine el uzattıysan ben bunun hesabını sorarım diyorum. Peki biz, 128 milyar doları sorduk, tık yok. Şimdi soruyorum kim ahlaklı, kim adaletli? Kim kul hakkı yiyor, kim yemiyor? Buyrun beyler ne diyeceksiniz? Onlar 300 Avro’nun hesabını soruyorlar, biz 128 milyar dolar nerede dedik suçlu ilan edildik. Soru sormak ne zamandan beri suç oldu?
Bir ülkede suçu açığa çıkarmak için soru soruyoruz ve sorduğunuz soru suç kabul ediliyorsa orada demokrasi yoktur. Suçluların iktidarı vardır artık. Soru soruyoruz, suçlanıyoruz. Neden? İktidar suçlu o yüzden. Türkiye Cumhuriyeti suçlular tarafından yönetiliyor. Erdoğan dava açacak, açmazsan namertsin. Mahkemede kanıtlayacağım.
10 BİN DOLAR ALAN SİYASETÇİ KİM?
128 milyar doları sorduk, cevabını alamadık. Milletin hafızasında bir yerde dursun. Bunu her yerde söyleyeceğiz. Hak, hukuk, adalet için soracağız. Bu devletin İçişleri Bakanı TRT’de programa katılıyor, diyor ki; bir siyasetçiyi keklemişler yani rüşvet veriyorlar. Ne kadar? Ayda 10 bin dolar. Ben söylemiyorum, mafya da söylemiyor. Kim söylüyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişi söylüyor. Çok önemli. Suçu biliyor, suçluyu da biliyor. Devletin televizyonunda açıklıyor. Birilerine mesaj gönderiyor. Kişiyi de biliyor, rakamı da veriyor. Verenlerin dilinden de konuşuyor ‘keklemişler’ diye. Savcı çağırırsa gideceğim, açıklayacağım diyor. İçişleri Bakanı suçluyu niye gizliyor? Saray’a şunu mu demek istiyor? ‘Bana dokunma, dokunursan bu daha başlangıç’ devleti bu mantıkla yönetirseniz devleti mafyaya teslim edersiniz.
ŞENTOP AÇIKLAMAK ZORUNDA
Şentop bu konuyu açıklamak zorundadır. TBMM’ye düşen bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır. Şentop konuşmuyorsa acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor? Saray’dakiler sessiz kalabilir. Onların tamamı zaten bir yerlerden besleniyorlar.
Soylu’ya bakanlığı Erdoğan verdi. Peki, 10 bin dolar rüşvet verdiğini devletin televizyonunda açıklarken Erdoğan duymadı mı? Duydu. Bunu sordu mu, sormadı. Sorabilir mi? Soramaz. Erdoğan’ın bir şey daha sorması lazım. “Çıktın, eskiden içişleri bakanlarının çocuklarının evinde para sayma makineleri vardı dedin. 17-25 ile bana bir mesaj mı vermek istiyorsun?” diye sorması lazım. Soylu, koltuğunu koruma peşinde, Erdoğan da Soylu’ya sahip çıkmak zorunda. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Eğer siz hükümeti yer altı çetelerine teslime ederseniz, böyle bir tablo çıkar ortaya.
Mafya, yer altı çetelerini güçlerini siyasi iktidarı ele geçirerek alırlar. Zindaşti uyuşturucu kaçakçısı nasıl çıktı hapishaneden? Elde ettiler siyasetçiyi. Devleti yönetenleri kontrol ettiğiniz anda, devleti yönetmeye başlarsınız. 83 milyon insan yeraltı dünyasından bir liderin ne söylediğine bakıyor. Böyle bir tablo Türkiye’ye yakışıyor mu? Memleketi bu hale kim getirdi?
ERDOĞAN KAÇACAK DELİK ARIYOR
Bu iktidar Türkiye’nin gördüğü en vasat, en beceriksiz, en dar görüşlü iktidardır. Sadece ailesini ve yakın çevresini düşünen, Türkiye’yi düşünmeyen iktidardır. Bu iktidar illegal organizasyonlarla iç içe geçmiştir. Beceriksiz ve etkisiz bir iktidardır. Bu iktidar bizim omuzlarımıza ciddi yükler getiren bir iktidardır. O nedenle diyoruz bir an önce seçime gitmeliyiz. Halkın huzura, beraber yaşamaya, barışa ihtiyacı var. Her evde huzurun, bereketin olması lazım. Türkiye’nin mafyadan beslenen, para alan siyasetçilere ihtiyacı yok.
Ben seçim diyorum, Erdoğan kaçacak delik arıyor. Kimden kaçıyorsun? Milletten, halktan kaçınır mı? Vatandaş seni istiyorsa zaten bir daha geleceksin bana ders vereceksin.
Hiçbir Osmanlı Padişahına nasip olmayacak kadar sarayların var senin, çetelerin var. Binlerce trollerin var. Etrafında beslemelerin var. Türkiye Cumhuriyeti’ni çiftlik gibi yönetiyorsun. Kanun, anayasa tanımıyorsun ama gel arkadaş sandığı koyalım dediğim zaman kaçacak delik arıyorsun. Neden kaçıyorsun? Millet seni istemiyor, zorla güzellik olmaz. Memleketi mahvettin, perişan ettin. Erdoğan sen mi büyüksün, millet mi? Millet senden büyük.