CHP ilce kongrelerini bitirdi malumunuz
Yakında bir il kongresi olacak .
Sonrası ise büyük kurultay.
Bir süre önce yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan kaybın etkilerini ve tartışmalarını üzerinden atamayan CHP doğal olarak bunu delege seçimlerinde de iliklerine kadar hissetti.
Türk siyasi coğrafyasının cazibeli akan nehirlerinden biri olan Mersin’de de zaman zaman şu taşkınları oldu . Ne varki bu taşkınlar, hem parti hem de yerel yönetimin siyasi aktörleri tarafından tahliye edildi ve muhtemel bir sel felaketinin önüne geçildi
Çünkü alt yapı sağlamdı.
Bir süre önce yapılan seçimler sonunda parti oyunu da milletvekili sayısını da arttırmış, güçlü bir baraj ile eleştirilerin önüne set çekmişti.
Aksi halde olası bir kaybın faturasını bunun sorumlularına ödetmek için pusuya yatmış bir siyasi güruh vardı.
Malumunuz hedef belliydi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer.
Ne varki bu klik yapılar Seçer’i belediyecilik hizmetleri ile değil partisiyle olan ilişkileri ile kamuoyuna taşımaya çalışıyorlardı. Medya unsurlarını ya da beşeri ilişkilerini kullanarak Seçer’in parti üzerindeki etkisini azaltmak ve örgüt yapılanması içindeki tercihlerini sorgulayarak onu yıpratmak istedi.
Kimine göre hedef, Seçer’in partinin il ve ilçe örgütlerindeki tercihleri, kimine göre ise ta kendisiydi.
Ve bu süreç adeta parti İÇİN bir hesaplaşmaya değil , parti İÇİ bir hesaplaşmaya dönüştü.
Çünkü konunun özünde partinin kötü yönetildiğine ilişkin rasyonel bir veri yoktu. Başında da söyledim, genel seçimlerde partinin oyları da milletvekili sayıları da artmıştı.
Peki aslolan neydi.
Bilinen bir deyimle mevzu :
” Ne söylendiği değil kimin söylediğiydi.”
Seçer’e karşı olanların, onu parti il ve ilçe örgütü üzerinden vurmaya çalışanların, önemli bir ortak özelliği vardı.
SECİLMEMİS veya SECİLEMEYECEK olmalari..
İşte bütün mesele buydu.
Bunu anlamak ve yorumlamak için Sheakspare olmaya da gerek yoktu.
Elbette seçim sonuçlarından bir çıktı alınmalı .
Buradan Seçer de , muhalifleri de bazı sonuçlar çıkarmalı ve çıkaracak.
Seçer yaşadığı şu süreci değerlendirirken ve özelestirisini yaparken, karşısında duranların da Seçer’in partilerine mensup bir belediye başkanı olduğunu hatta ona salvo yapmanın, hedefe koymanın, toplumun önüne atmanın partinin ilkelerine, duruşuna ve etik değerlerine uygun olmadığını hatırlaması gerekiyor.
Ayrıca bu kongreler aynı zamanda bir turnusol vazifesi gördü.
Kimin hangi hesaplar içerisinde olduğu ve Seçer karşıtlığı üzerinden hareket edenlerin gücünün ne boyutta olduğu da gün yüzüne çıktı
Bu mücadelenin CHP’nin yerel yönetimlerde iktidar olduğu ilçelerde yoğunlaşması da üzerinde durulması gereken bir diğer önemli konuydu.
Bu seçim süreci belediye başkanları arasında diplomatik bir sorunun yaşandığı algısını da yarattı. Şimdi herkes yerel yöneticileri seçim sathi mahallinde karşı karşıya getiren bu mücadelenin yerel seçimlere nasıl yansıyacağını merakla bekliyor.
Bekleyip göreceğiz.
Uzun lafın kısası.
Benim bu kongre seçimlerinden çıkardığım sonuç şu.
Siyaset, akıl ve strateji işi.
Sonuç alma sanatı.
Ama sonuca duygusal zeka ile ulaşan kimseyi tanımadım bugüne kadar .
Anlayacağınız.
Bu seçimleri, hırsı başına vuran değil, aklı başında olan kazandı.
