BAŞKAN SEÇER FARKI…

Büyükşehir meclisini ekranlardan izlerken, bende yarattığı algı çok net…

Başkan Seçer bu meclisin çok ilerisinde.

Meclis üyeleri arasında çok nitelikli, ne söylediğini bilen, konusuna çalışarak gelenlerde var.

CHP Meclis üyesi Özgür Emire gibi geleceği parlak kent sevdalılarının yanında, hala “militan” tarzını üzerinden atamamış, “sokak kabadayısı” gibi efelenen, sokaktan aldığı dedikodulu bilgilerle beklenmedik çıkışlar yapanlar da var.

Özgür Emire soğukkanlı, edepli, anlaşılın bir üslup ve anlatım tarzıyla Mersin’in genel bir fotoğrafını çekerek herkesi bilgilendiriyor. Liman, Poliporpilen, tarım alanları gibi tüm Mersin’i ilgilendiren konuları anlatarak izleyenlerin takdirini toplayacak bir hava estiriyor Mecliste.

MHP’li meclis üyesi Ahmet Durak ise, kendince işten çıkarıldığını iddia ettiği işçileri savunuyor. Bakıldığında, adeta “kabadayılık” yapmaya çalışıyor.

Kim yutar bu gibi çıkışları!

Hele karşısında deneyimli ve ne söylediğini bilen Vahap Seçer gibi bir Başkan varken.

Kocamaz’ın “suç ortakları” bazen sus pus oluyorlar. Çünkü geçen dönemin o kadar çok günahı var ki. Geçen dönemin suç ortakları da, tartışma açıldığında çok mahcup olabiliyorlar.

Kimin ne tarafta olduğu da belli değil. Kocamaz’ın her konuda sorgulanmasını, araştırılmasını isteyenlerde çıkmaz sokaktalar.

İşin içine girildiğinde, aynı kazanda kendilerinin de olduğunu görüyorlar.

Nereden bakarsan tutarsızlık. Aynen kendinden menkul bir “şantajcı” gazetecinin, metro ihalesine gönderme yaparak yaptığı haber gibi. Sözde Vahap Başkana muhalefet edeceğim diye, gerçek yüzlerini gösteriyorlar. Kirlenmiş, buruşmuş, sevgiden yoksun yüzler!

Bazı besleme gazeteciler ise, Mustafa Gültak’ı desteklemek için, haber çıkarmak için gülünç duruma düşüyorlar.

“Başkan Gültak Seçer’i sıkıştırdı” gibisinden çok komik ve ne amaçla yapıldığı bilinen haberleri yayınlayanlar da var. Hepsine hayırlı olsun. Sık sık ellerini ovuştursunlar ve sevinsinler!

Bazıları ise, beslendikçe sesleri daha gür çıkıyor.

Eleştiri elbette olmalı. Abdullah Ayan, Abidin Yağmur, Ali Adalıoğlu, Vahap Şehitoğlu, Nazmi Akdağ gibi gazeteciler eleştirdiği zaman hakkını veriyorlar. Ne söylediklerini de biliyorlar. Aynı zamanda ciddiyetle okunuyorlar.

Ya diğerleri.

Yani yalakalar ve beslemeler! Hiç yazmaya ve konuşmaya bile değmez…

Gültak, “kendi belediyemizden işten çıkarılanların hepsi mahkeme kararıyla geri döndüler. 5,5 milyona yakın tazminatlarını ödedim” diyor. Sanki hayrına ödemiş gibi anlatıyor. Peki, niye işten atıldılar, niye senden önce kayyum tarafından işten atılanları işe geri almadın. Peki, neden mahkeme kararını bekledin. Mahkeme kararıyla tazminatlarını ödemek bir zorunluluk değil mi?

Zaten, Vahap Seçer’ in iki kelimesiyle yerine oturmak zorunda kaldı!

Ancak Mersin’in en büyük avantajı; bu dönem Vahap Seçer gibi ne yaptığını, ne söylediğini bilen nitelikli ve çalışkan bir Belediye Başkanı olmasıdır.

Besleme ve yalaka medya cambazlarını es geçen, ciddi eleştirileri dikkate alan, STK ve Oda temsilcileri ile 4-5 saat süren toplantılar yapan, kentin her noktasındaki çalışmalardan haberdar olan bir Büyükşehir Belediye Başkanı var.

Meclisi izlerken bu farkı görmek mümkün.

Her soruya, sataşmaya, eksik bilgilendirmeye gereken cevabı nezaket kuralları içinde veriyor.

Kendinden emin ve konulara hakim olduğu için Başkan Seçer çok rahat.

Kamuoyunda çok olumlu bir rüzgâr esiyor.

Yapacağım dediğinde gerçekten yapıyor.

Hele kadınlar gününün kutlandığı bugünlerde, belediyenin her kademesinde kadınlara çalışma ortamı sağlamasından dolayı, Başkan Seçer’e yüksek sesle helal olsun demek geliyor içimizden.

Helal olsun; kadını koruyan ve kollayan anlayışa.

Helal olsun; Mersin için dürüst ve çalışkan bir anlayışla halkıyla bütünleşebilen Vahap Seçer’e.

İBRAHİM YALÇINER