Mersin Halk Haber Mersin Halk Haber
Bugün; kadınlara yönelik baskı ve şiddetin, eşitliğin, özgürlüğün, bağımsızlığın, kadın haklarının, insan onuruna yakışır çalışma ortamının tam 164 yıldır yüksek sesle haykırıldığı bir gündür.
Üretimde ve yönetimde kadınların izi olmadığı ülkelerde ne gelişmişlikten ne eşitlikten ne de demokrasiden bahsedilemez.
Kadın cinayetlerine, kadına karşı şiddete, baskıya yönelik haberler ancak geri kalmış ve çağdaşlaşmaktan uzak ülkelerin gazetelerinde okuyabilirsiniz. Üzülerek belirtmeliyim ki ülkemizde de hemen hemen her gün, kadınlara yönelik şiddetle ilgili haberleri okumakta ve duymaktayız.
Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksinde ne yazık ki Türkiye, 153 ülke arasından 130. sırada yer almaktadır. Yine aynı endekste Türkiye, kadınların ekonomiye katılımı ve fırsat eşitliği kategorisinde Tanzanya, Kamerun, Papua Yeni Gine, Çad, Togo, Butan ve Tacikistan gibi ülkelerin gerisinde yer alarak 136. sırada yer almıştır. Bunun izah edilebilir bir tarafı yoktur. Toplumsal cinsiyet eşitliği sunulacak bir seçenek değil, bir haktır.
Anne olduğunda ayaklarının altında cennet olduğunu iddia ettiğimiz kadınların hayatını cehenneme çevirmeye, eş olduğunda hayatın ona kalan payını zehretmeye, iş arkadaşımız olduğunda bizden az para almasına göz yummaya hatta onları iş yaşamında fazlalık gibi görmeye devam ettiğimiz müddetçe ülke olarak gelişme sağlamamız mümkün değildir.
Oysaki, Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşumunun kahramanlarıdır kadınlarımız. Ülkemizin bağımsızlığında ve kurtuluşunda göstermiş oldukları direniş ve cesaret tüm dünya tarafından bilinmektedir.
Ülkemizin her alanda ilerleme kaydetmesini, geçmişte kurtuluş mücadelemizde olduğu gibi yine kadınlarımızla birlikte sağlayacağımızdan hiç şüphem yoktur.
Bu duygu ve düşüncelerle, tüm kadınlarımızın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü kutlar, saygı ve sevgilerimi sunarım.
