Anasayfa / Köşe Yazıları / Yonca Yiğit “TikTok ve Dijital İstismar Tehlikesi”

Yonca Yiğit “TikTok ve Dijital İstismar Tehlikesi”

Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte sosyal medya,sadece iletişim kurmanın değil; kimlik oluşumunun,eğlencenin ve hatta para kazanmanın arenasına dönüştü.

TikTok ve benzeri platformlar, hızlı tüketilen görselleri ve cazibesiyle gençleri, hatta çocukları kendine çekiyor.
Ama işin gerçeği şu: Her yenilik beraberinde riskleri de getiriyor.

Çocuklarımızın güvenliği, mahremiyeti ve psikolojik gelişimleri bugün bu platformların gölgesinde tehdit altında.

“Algoritma Masum Değil”

TikTok’un güçlü algoritmaları, kullanıcı davranışlarını

izleyerek içerikleri sürekli önümüze getiriyor.
Fakat bu mekanizma, masumca video paylaşan çocukları bile uygunsuz niyetli kişilerin radarına sokuyor.
Birkaç “beğeni”uğruna çocuğun ekran başında istismar edilme ihtimali bile kabul edilemez.

“Yaş Sınırı Var Ama Kim Kontrol Ediyor?”

Resmi olarak 13 yaş altına yasak gibi görünse de, sahte

doğum tarihleriyle bu sınır kolayca aşılıyor.
Yaş doğrulama mekanizmaları yetersiz. Küçük bir çocuk, yetişkinlere uygun içeriklerle karşı karşıya kalabiliyor.

Bu durum,sadece dijital bir açık değil, toplumsal bir zafiyet.“Baba Parayı Sevdi, Çocuk Dans Etti”

Kimi aileler, kısa vadeli kazanç uğruna çocuklarını bu platformlarda vitrine çıkarıyor. Kamera önünde dans eden bir çocuk, aslında bir “içerik üreticisi” değil; hakları korunması gereken bir insan evladı. Bu tablo, hem ahlaki değerlerin hem de ebeveynlik sorumluluğunun sorgulanması gerektiğini gösteriyor.

“Kurallar Var Ama Yaptırım Nerede?”

5651 sayılı Kanun ve TCK’da düzenlemeler mevcut olsa da, sanal ortamdaki istismarı önlemek için yeterli değil.

Bedensel temas olmadan gerçekleşen cinsel istismar

vakaları bile gri alanlarda kalabiliyor.
Erişim engeli ve içerik kaldırma tedbirlerinin ne kadar etkin olduğu da tartışmalı. Hukukun ve denetimin eksik kaldığı yerde,çocuklarımızın mahremiyeti hiçe sayılıyor.

“Beğeni Uğruna Çocukların Ruh Sağlığı”

Erken yaştan itibaren beğeni ve onay peşinde koşmak,

beden algısı bozuklukları ve öz güven problemlerine zemin hazırlıyor. Çocuklar, sosyal medyada görünür oldukça gerçek hayatla bağları zayıflıyor; duygusal ve sosyal gelişimleri yaralanıyor. Sürekli izlenme baskısı, sağlıksız ilişkiler ve bağımlılıklara kapı aralıyor.

“Kapatmak Tek Yol mu?”Platformların tamamen kapatılması radikal bir çözüm gibi görünse de, mesele sadece yasaklamak değil. Daha güçlü yasalar, daha güvenli algoritmalar, ailelere dijital farkındalık ve eğitim, okullarda medya okuryazarlığı, platformların şeffaf moderasyonu gibi adımlar bir bütün olarak atılmalı. Ancak o zaman çocuklarımızın dijital dünyada güvenle var olabileceği bir ortam yaratabiliriz.

Yine de geldiğimiz pozisyonda bu platform incelendiğinde ülkemizin kullanıcıları tarafından çok daha büyük bir Çöplük haline geldiğini görmemek mümkün değil.
Bu nedenle toplumun sesine kulak vererek hareket etmenin mantıklı olacağına inanıyorum.
Bu yüzden yalnızca

TikTok’un. kapatılması taraftarıyım.

Çocuğun korunması, toplumun geleceğinin korunmasıdır.

Dijital çağın sunduğu imkanlar paha biçilemez; fakat bu imkanları koruyucu tedbirlerle dengeleyemezsek çocuklarımızı sanal istismarın karanlık yüzüne terk etmiş oluruz.
Bu yüzden ebeveynler, hukukçular, platformlar ve toplum birlikte sorumluluk almak zorunda.

Çok Okunan Haber

BAŞKAN YILDIZ, HER GÜN BİR MAHALLEDE

Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, göreve geldiği günden bu yana katılımcı ve şeffaf bir yönetim …

Araç çubuğuna atla