“Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı” diyordu Behçet Necatigil bir şiirinde.
*
Öyle miydi gerçekten.
*
Eğilmez miydik, çocuklar olmasaydı?
*
Behçet Necatigil bu şiiri yazdığında 1950’lerin sonlarıydı.
*
Memlekette demokrasi mi demirkırasi mi, öyle bir şey vardı.
*
İktidardakiler hep eski Türkiye’yi kötülüyordu.
*
Kendileri iktidar olunca halkın cebinin para, sofrasının et gördüğünü söylüyorlardı.
*
“Memleketimiz dahilinde fukaralık yoktur” diyorlardı.
*
Yoksul olduğunu, geçinemediğini anlatmak isteyen olursa onları azarlıyorlardı.
*
Tuzu kuru olanlar, keyfi yerinde olanlar, geçimi iyi olanlar, sofradaki ekmeğin hesabını yapmadan gönüllerince yaşayabilenler, fukaralara kızıyorlardı.
*
“İş beğenmiyor bunlar” diyorlardı.
*
“Çalışana iş mi yok” diyorlardı.
*
“Lüks harcama yapmazsan maaşın yeter” diyorlardı.
*
“Çok şükür memlekette bolluk var” diyorlardı.
*
“Nankörsünüz” diyorlardı.
*
Onlar, bunları söylerken, Behçet Necatigil penceresinden sokağa bakıyor, sokağı izliyor ve şöyle diyordu:
“Çarşılarda bir şey
Biz pek aramazdık çocuklar olmasaydı
Kasaplarda, manavlarda bazı yorgun kadınlar
Hep de tenha saatleri seçerler
Sonra yavaş bir sesle
Çocuk için, hasta, kaç gündür yemiyor
Biraz et biraz meyva isterler.
Sevdiği bir reçeli gün aşırı yalnız ona
Kaşıklarla beraber büyük bir üzüntü,
Yağların, şekerlerin, çayların
Uykularda bile bitiyorsa
Annelere düşündürdüğü…”
2024 yılının Türkiye’sinden, 1950’lerin Türkiye’sine bakınca, kimse Behçet Necatigil’e “yalan söylüyorsun, memlekette fukaralık yoktu” diyemiyor.
*
Vardı.
*
“Anneler çocuklarına bir meyve alamıyordu” diyemiyor.
*
Alamıyordu.
*
“İnsanlar ezile büzüle, mahzun ve garip veresiye yazdırmaya çalışmazdı” diyemiyor.
*
Veresiye alırdı.
*
Bugün, 2024 yılında, asgari ücret 17 bin lira, emekli maaşı 12 bin 500 lira, ev kirası 10 bin lira…
*
Bir ekmek 10 lira…
*
Meyve sebze ateş pahası.
*
Et, sucuk fukaraya hayal olmuş.
*
İnsanlar ucuz meyve sebze bulabilmek için pazar pazar gezmek zorunda.
*
İnsanlar geçim derdinde.
*
Ama bunları söylediğinizde tuzu kuru olanlar, keyfi yerinde olanlar, geçimi iyi olanlar, sofradaki ekmeğin hesabını yapmadan gönüllerince yaşayabilenler, fukaralara kızıyor.
*
“İş beğenmiyor bunlar” diyorlar.
*
“Çalışana iş mi yok” diyorlar.
*
“Lüks harcama yapmazsan maaşın yeter” diyorlar.
*
“Çok şükür memlekette bolluk var” diyorlar.
*
“Nankörsünüz” diyorlar.
*
1950’lerde de diyorlardı, şimdilerde de diyorlar…
*
Fukaralar ne yapsın, her sabah giriyorlar bir hayat kavgasına.
“Bir başıma kalsam şeh-i devrâna kul olmam
Viran olası hânede evlâd u ıyâl var…”
dediği gibi dertlinin.
*
Biz Behçet Necatigil ile bitirelim yazıyı:
“İnsanlara tezgâhlara kâğıtlara kolaydı
Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı”

Mersin Halk Haber Mersin Halk Haber
