Mersin Halk Haber Mersin Halk Haber 
Ülke gündemi öyle yoğun ki; hangisini kaleme alsam da yazsam, hangisi hakkında düşüncelerimi paylaşsam bilemiyorum. Pandemi, siyaset, ekonomik kriz, geçim derdinden intihar eden yurttaşlar, hala yeni yılı mı yoksa Noel’i mi kutladığımızı anlatamadığımız bir kitle, Müslüman’ın el kitabı olan, Allah’ın kelamı olan kutsal kitabımızı anlayabilmemiz için Türkçe okunmasına karşı olanlar ve nihayetinde aşı!
***
Ama; tüm bunları bir kenara itekleyip, tozlu sayfaları aralamak istedim.
Bugün biraz geçmişe gideceğim.
Tarihte bugün; 28 Aralık 2011 gecesinde Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde Türk Hava Kuvvetlerinin F-16 savaş uçaklarıyla yaptığı bombardıman sonucunda 34 sivilin hayatını kaybetti.
Kaçakçı dendi, görmedik dendi, operasyon dendi, yardım geç gitti bazıları donarak öldü dendi, içlerinde terör örgütü PKK mensubundan olanlar vardı dendi ama; çoğu 18 yaşından küçüktü.
Ve bunlar hiç bahane değil.
Bir ülkede, vatandaş kaçakçılık yapıyorsa; o yönetimin suçudur! Ki o bölgede sınır ticareti yıllardır karakolun bilgisi dahilinde yapılıyordu. Özellikle son bir ayda karakol sınır ticaretine kolaylık ve müsamaha da tanımıştı. Yani bile bile yapılan bir katliam demekten başka bir şey gelmiyor aklıma!
Daha da acısı; ölenlerin bedeni yanık ve parçalanmış haldeydi!!!Köylüler kendi cenazelerini kendileri taşımak zorunda kaldı. Battaniyelere sarılmış cenazeler katırlarla kilometrelerce taşındı.
***
Olayın akabinde mahkemeler, soruşturmalar derken; ki siz tahmin edin ne denli adil bir düzen olduğunu ülkemizde; takipsizlik kararı çıktı!
Aileler itiraz etse de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iki gün geç kaldınız diyerek itirazları kabul etmedi.
Üstelik yetmezmiş gibi davanın avukatlarından olan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ne tuhaftır ki öldürüldü(!)
***
Ardından…
*Yönetim dalga geçer gibi, tazminat teklifinde bulundu fakat aileler kabul etmedi!
*Ailelerin kurdukları Barış Derneği, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı!
*Diyarbakır merkezde ölenler için yapılan anıt parçalanarak yıkıldı.
***
Son olarak; dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; 2012 AKP Kadın Kolları Kongresi’nde, “İfademlerime karşı çıkan bazı çevrelere ve medya mensuplarına sesleniyorum. Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz ‘Uludere’ diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir” dedi…
“HER KÜRTAJ BİR ULUDERE’DİR!”
***
Kürtajın bir katliam olduğunu söyleyip, Uludere’de yaşanan olayın bir katliam olduğunu kabul etmişti aslında!
Kadın bedeni üzerinden siyaset yapmıştı!
Hunharca…
Ve hiç bir AKP’li kadın tepki göstermemişti!
***
Sonuç olarak? Ölen öldü, kalanlar yine hayata tutunma mücadelesi vermeye devam etti!
Terör, açlık, sefalet, baskı ve faili meçhul ölümler hiç bitmedi!
Hiçte bitmeyecek!
***
Ne diyeyim?
Hoşçakalın, aşkla yaşayın sevgili okurlarım. Bir başka köşede buluşmak üzere… ❤️
